1957 Ağustos’unun sıcacık esen rüzgarıyla düştüm bu ateşten yerkürenin üzerine. İlk hatıratım maviş gözlü meddah dedemin huysuzluklarıydı. Bana hikayeler anlatıp eğlemesiydi günün belirli saatlerinde. Ne olduysa maviş gözlerin kanıma girmesiyle oldu. İstanbul’un Kandilli’sinde sıcak yaz gecelerinden soğuk kış sabahlarına geçişlerle büyüdüm. Günler
ayları, aylar yılları kovaladı. Ben kolumun altında kitaplarımla tırmandım Kandilli Kız Lisesi’nin dik yokuşunu. Bu 4 seneden hatıra bir diz ağrım kaldı bir de nefis boğaz manzarası. O dönem dedemin içime serpelediği tohumu sulayan bir felsefe öğretmenim vardı. Kitap okumak, şiir yazmak gelişmek, büyümek yetişmek hepsini ondan öğrendim.Ve inandım ki ne olursa olsun kendimi en özgür, en sansürsüz, en yalın ifade edebileceğim yer bir tiyatro sahnesiydi. Tüm orta öğretim ve lise hayatım boyunca, tiyatro kolu başkanlıları, öğrenci gözüyle rejisörlük denemeleri sürdü gitti. Şiir yarışmaları, hikaye, roman, denemeleri yazmak hayatımın bir parçası oldu. Ankara’nın insanı ısıtan soğuk rüzgarı ile kendimi Kandilli Kız Lisesi’nden sonra Sıhhiye’nin göbeğinde Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro bölümünün kapısında buldum. Sonrasında Üniversite hayatım boyunca aldığım eğitimle pekişen işler yapmaya başladım. Mezun olur olmaz İstanbul’a attım kendimi. Tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı, dizi oyunculuğu, senaryo yazarlığı ve kendimce iç döküşlerim; şiirlerim. Zaman zaman tiyatronun içinde tiyatrosuz yaşadım. Bu bir tür denemeydi. Onsuz olabilir miyim? Buna ne kadar dayanabilirim? Olmadı. İşte bu yüzdendir ki işimi gücümü bırakıp tekrar tiyatro için çalışmaya hem de dört nala çalışmaya devam ediyorum. Amatör ruhumu tekrar kazanarak, ve sıkı bir anı temizliği yaparak...Bu sayfada bu temizliğin, hayata dönüşün bir parçası...
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!