yol boyu uzanan bankları saydım
ince, uzun ve üstlerine sinmiş
bariz toz kokusu.
yapraklar özenli
itinayla örtüyor şimdi,
topraktan sızan kelimeleri.
derinlik susturur mu hiç fısıltıyı?
kürek kürek harf atılırken bağrına,
katılırken ve karılırken
tam da köklere!
tufan sığar mı sandılar iki metreye?
yırtınacak elbet
yırtabilmek için ağaçları,taşı,
çakılı, kumu! kum ki ince!
kırmak mermer kaideleri..
ses verir belki
kaldırımda boğulmuş özne,
seslenir, usul usul..
havalanır tülden dinginlik
daktiloya yabancı,
kaleme hercai
yanmış bir lisandır esen,
kulak kabartır için
kuyular besleyen dışın
göğsünün tüm mezarları açılır,
kırığa meyillidir kaburgan
canı yanmaz akan yaşın,
boğazını yakan tuz ruhu kadar uçucu..
seslenir toz yutmuş ses
eti sıyrılmış kemik seslenir,
duymuyor sokak
cinnet lüks bu arafta
cinayet sebebi seni duymamak!
susan sesin ağırlığı
hangi şehire sığar, söyle..
söyle,
nefessiz kalan ciğerlerin suçu
sigaraya nasıl kaldı? ......⚘
.....özlem/
ekim/on beş
Kayıt Tarihi : 15.10.2025 23:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kıymetli yorumunuz için teşekkürlerimi sunuyorum...
TÜM YORUMLAR (1)