Topraktan evlerimiz vardı
Yan yana diziliydiler
Topraktılar
Bizimdiler
Toprağa ve bize benzerdiler..
Taştan ve kerpiçten duvarları
Duvarlarda asılı Arapça duaları
Tahta raflarda dizili kap-kacakları
Ve altı pilli radyoyu
Ve yokluğu
Ve yoksulluğumuzu
Mavi işlemeli beyaz dantelli
Örtülerle saklardık..
Toprak evlerimizin
Teneke sobaları vardı
Kırmızıya dönerdi ısınınca
Üstünde demlik olurdu
Yanı başında bir kedi
Yerde işlemeli kocaman bir bakır tepsi
Ve üstünde kızarmış ekmek ve yağ-çökelek
Her kış bizi beklerdi.
Her şey ellerimizle yapılmış
Ve ellerimiz gibi sıcaktı
Daha kokusu vardı tereyağının
Yağa kırılan yumurtanın
Domatesin biberin salatalığın
Ve karpuzun daha kokusu vardı..
Bu toprak evlerde doğduk
Ne doktor ne ebe ne aşı
Bu toprak evlerde büyüdük
Bu toprak evlerde sevdalandık
Sevdanın karasını
Yüreğin yarasını
Bu kuytuluklarda sakladık..
İşte biz bu toprak evlerde böyle yaşadık..
Ne çocukluk
Ne gençlik
Bu toprakların yaz gecelerinden
Kayan bir yıldız gibi geçtik
Sevdalarımız kenger gibi yeşerdi
Kenger gibi kurudu
ve kuru bir kenger gibi
Rüzgârlarla savruldu
Zamanla Toprak evler yıkıldı
Ve yüreğim
O yıkıntıların altında kaldı..
Kayıt Tarihi : 8.6.2015 20:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
baba kerpiç evden aldım zulamı
diye başlayan
toprak evlerin altında kalmış olsak da sairim
zulamızda o toprak evlerin kokusu durur her daim
Söylenecek söz mü bıraktın bize..
Yüreğine sağlık Üstadım..
TÜM YORUMLAR (2)