Baktıkça daldığım ayparçası yüzüne yazmıştım ben herşeyimi
Birtek sol yerime batırdığın hançer kaldı
Ayrılığın hediyesi
Ben sana biriktirirdim güzel olan herşeyi
Mutluluğumu paylaşırdın acılarım bende kalırdı
Arayışlarının kuklası insan kılığında yılanlara dost olmadım
Parçalanırım korkusuyla parçası olmadım alçaklığın
Doğruya yanlış deyip kendimi parçalamadım
Haksızlığa boyun eğip hakkımla beraber onurumu ezdirmedim
Fahişe yeminli erkek suretinde adamlarla
En fazla içimde ölürsün.. Cesedini sürüklerim gittiğim her yere
Kızıl sonbaharım..Hangi aşk kendi fırtınasına dayanabildi
Ellerimde çoğul bir gölge kuşu..Adının arkasına basmadan yürüdüm..Alnımda birikti çizikler
Adımdan çıkardım aklımı..Aklımsız kaldım
Neylersin; İnsanız.. Ne yapsak eksiğiz işte..Ölüme ayarlı saatiz
Laylon poşetleri çorapların üzerinden geçirdikten sonra ayakkabılarımı giyiyordum. Kar suyunun girmediği delik yoktu. Ayakkabılarımın her tarafı araba lastiğinden imal edilmişti. İçi buz gibiydi. İsmi de soğuktu. ''Soğuk kuyu''. Anadolu'da yaşayan fakirlerin guççisi. Buz üzerin de çıplak ayakla dolaşmaktan farksızdı.
Kayseri sarız ortaokulu üçüncü sınıfına gidiyordum. Köyden okula kadar sabah ve akşam dokuz kilometre yürüyordum. Diğer çocuklar Tahir abinin elli beş model arabasına biniyorlardı. Sol bacağı aksıyordu Tahir abinin. Sürekli burnunu karıştırıyordu. İçeride ne vardıysa bir türlü çıkartamıyordu. Köyün cemaati para toplayıp almış arabasını. Çalıştırsın para kazansın garip demişler. Ben servise binemiyordum.
Sonuç seçimlerde hep aynıdır; acı...Her neyi seçersen seç seçemediğin hep üzüntü kaynağı olacaktır.Aklın hep o seçemediğinde kalacaktır.O seçemediğini seçmiş olsaydın gene aynı soruyu soracaktın kendine...Hayatta herşey yüzde ellidir.Aklınla davransan yüreğin,yüreğinin sesini dinlesen aklın sana bu soruyu hep soracaktır.Seçemediğin hep acı verecek bu sabit,acı hep olacak.
Sensizliğin buruk bir tadı var
Bir yangının külleri var içimde
Ceylanın tedirgin gözlerinde masum
Bir bebeğin göz yaşı kadar saf
Çıtırtıdaki serçe ürkekliğinde
Dışarıda kış ne kadar üşütüyorsa sokakları
Kuru bir yaprak nasıl acıtıp ayrılabilirse dalından
İşte o kadar kanatabilirsin beni
Yağmurlarda durulan bu kirli şehir gibi
Hadi şimdi terk et beni.
Topladım
Çıkardım
Çarptım
Böldüm
Ve anladım ki
sen benim hiçbir kere hiçbir şeyimsin.
Biter mi sevgili biter mi
Yokluğunda acı veren zaman
İçimi titreten dokunuşların olmadan geçermi
Hiçliğim umutsuzluğum açlığım
Güzel gülüşün olmadan geçermi
Bu gün bu aşkın son kullanma tarihi
Terkediyorum
Beni yığan bu soğuk şehri
Tekrar görmeseydim
İçime saplanan
O ceylan gözlerini
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!