Canım yanıyor, etim kanıyor
Derinden, bir yerim sızlıyor
Yaşlar, gözlerimden değil
Yüreğimden akıyor
Bakma böyle berduş olduğuma
Sen bedenimde cansın
Kıyamadığım
Gözümde göz
Kulağımda kulak
Dilimde dilsin
Diyemediğim
Sabahın beşiydi
Yolları süpüren temizlik görevlisi
Mesaiye başlamış, etrafı tozutuyordu
Sabahın beşiydi
Köşedeki bakkal amcamız
Gözyaşlarım sağanak oldu, aktı yine,
Mutluluğum ve hüznüm, bir şarkı nakaratı,
Çoğu zaman sinemde yanar, kime ne,
Bir ben bilirim, sevgilimin hatıratı.
Coşarım kimi zaman, bebekler gibi ağlarım,
Sevgilim diyemeden ölürsem eğer, sana
Bil ki; Utandığımdandır
Saçlarına parmaklarımı dolamamışsam
Bil ki; Kıyamadığımdandır
Mersin'de güz yoktur arkadaş
Bir sabah tüm ağaçlar yapraklarını dökerler
Güz, sevdalının yüreğindedir Mersin'de
Tane tane döker yaprağını o sevda
Ki bir umutla bekler son yaprak düşünceye kadar
Beni soğuktan koruyacak var mıdır, diye
Kurtulmak istesem de kaçamıyorum
Ruhumdan seni ayıramıyorum
Başka bir bedene sarılamıyorum
Sen gittiğinden beri
Yastığıma sarılıp ağlıyorum
Kaderimsin sanki, söküp atamıyorum
Namus bildim seni sevmekten vazgeçmeyi
Aynı yatakta düşleyemem bir başka eşi
Yarimsin, cananım, herşeyimsin sen benim
İnan, hiç olmayacak hayalimde başka birisi
Arnavut kaldırımlı sokaklar dile gelse de söylese
Gel hadi…
Işığa hasret sabahı bekleyen bu beden
Çakmak çakmak gözlerinde büyüsün
Toprak ol, su ol da
Aşk dediğim bu fidan
Yukarılara, ta bulutlara yürüsün
Güzün karası, kara gül oldum buralarda
Hasret, dikenin oldu o kara gülde bana
Ne acı, ne kötü bir hayatım varmış, heyhat
Gezemedim dağda, taşta, senin diyarında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!