Mah yüzünü görmeyince
Hallerim yaman olur
Ataş düşer yüreğime
Divaneyim divane
Yanarım yâr ateşine
Zeytuni gözlere bağlandı gönül
Sevda ateşiyle dağlandı gönül
Bir gün görmeyince ağlandı gönül
Yârin hasretiyle divaneyim ben
Savrulup kavrulup çöllere düştüm
Kara perçemini döktü yüzüne
Ateş attı ciğerime özüme
Öyle tatlı bakmıştı ki yüzüme
Ona bir çift sözü diyemedim ki
Uykularda ilham oldu düşüme
Karanlığı okladık tamda kara bağrından
Kara günler dağıldı umutlandık yarından
Davul coşkulu vurdu türküler çıktı yastan
Bir haykırış duyuldu Dört Eylül de Sivas’tan
Bugün daha gülecen bahçemdeki ağgülüm
Sıddık-i Ekber’i ısırdı yılan
Şifası ağzında barı durudur
Halil peygambere gül oldu ateş
Yakar o Nemrutu koru durudur
Bakarım görürüm sebat eylerim
Başımızı eğmeyiz
Cehaleti sevmeyiz
Bu güzelim vatanı
Kimselere vermeyiz
Kılıçları çekenin
Gene gasvet çöktü garip gönlüme
Hazan ile gelip geçen ömrüme
Gül yüzlümü göremezsem gönlüme
Ataş düşer telaş düşer taş düşer
Yârin hasretiyle coşar çağlarım
Ceylan bakışlı yâr
Mahzun sevgili
Beni sevdalara
Saldı gözlerin
Gözüme çizdiğim
Riyakâra bel bağlama
Sevip bağrını dağlama
Hep tokat atar adama
Derdin deme emmi canım
Yârenin olmayanlara
Kuzgunun yuvası battı
Bu cehalet cana yetti
Umutlarım uçtu gitti
Sülo Dayı Ednan Emmi
Biri atar biri tutar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!