Ayaz gecelerin kör sabahlarında
İstayonlarda,duraklarda
Sıra beklerken
Görürüz hep onları....
Ellerindeki çantalardan,
Gözlerindeki yorgunluk izlerinden
Anlarız kim olduklarını.
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Devamını Oku
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Madalyonun öteki yüzü.....
Allah yardımcıları olsun.
Tebrikler abim.selam ve dua ile
Üstadım yüreğinize sağlık. Muhteşem bir yorum.Kaleminiz daim olsun.on tam puan. Selam ve Saygılarımla.
Yüreğinize sağlık Hocam. Sağolun.
Tebrikler 10 puan
Elinde bastonu
Ayağında kara lastik
Başında terlik(bere)
Beli de bükük
Yüzü kırış kırış
Ama, ak sakallı nur yüzlü ihtiyarlar da var...
Bunları da gördükçe içim cızz eder nedense
Tıpkı temizlikçi kadınları görünce olduğu gibi
''Sabah olur,aynı hayat berdevam,
Günler uzar gider her zaman.
Onlar;
Eli öpülesi temizlikçi kadınlar.'' evet iki defa öpülmeli elleri.Hem ana olduklarından ,hemde ekmek parası için yaptıkları işden dolayı.Kutlarım duyarlı yüreğini sevgili abim.selamlar.
Usta kaleminizin yanısıra duyarlılığınızla da gönülleri fethediyorsunuz Dursun bey. Teşekkürler.
Değerli abim onların haklarını yemek mümkün mü,nice zorluklarla, belki hasta hasta belki de sırtında bebesiyle temizliğe giderler, aldıkları paranın iki katı iş beklenir çoğu zaman ama çaresiz eve bir nebze katkıları olsun diye canla başla çalışırlar, onlar bizim emektarlarımız, onlar bizim kadınlarımız.Duyarlı yüreğine binlerce teşekkür abicim.Hakkı olan 10 puan bacından sana helal olsun.
şiirinize katkım olsun istedim NAZIM USTANIN BU ŞİİRİ kurtuluş savaşı destanımızdan alıntıdır
KADINLARIMIZ
Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile erişemeyecekti.
Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle
Ve onlar
ayın altında dönen ilk tekerlekti.
Ayın altında öküzler
başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
ufacık kısacıktılar
ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında
ve ayakları altından akan
toprak,
toprak,
ve topraktı.
Gece aydınlık ve sıcak
ve kağnılarda tahta yataklarında
oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.
Ve kadınlar
birbirlerinden gizleyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayın altında kağnılar
yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru.
NAZIM HİKMET
___
Bizim insanımız......
Bizim kadınlarımız....
Bizim annelerimiz....
Ve bizim kalemimizin izidir Dursun Elmas...
Abim: yüreğine sağlık. Sonsuztebriklerimle
Mustafa Çelebi ÇETİNKAYA®
Sabahın erken saatlerinde kuşlarla bir kalkıp, yine onlar gibi sosyal güvenceleri bile olmadan rızıkları için temizlik işlerine giden bu kadınları şiirinize konu edip hallerini çok güzel dile getirdiğiniz için teşekkürler ve tebrikler.....Saniye Sarsılmaz
Bu şiir ile ilgili 42 tane yorum bulunmakta