Ey! ... Çocuk, matem karışmış gülüşüne,
Silmiş atmış insanlık, vicdandan merhameti,
Cihan kopar, arş titrer de, anlamsız ölüşüne,
Nefes alanların kıyama, kalmamış cesareti..!
Zalim kızıl çin, tepişir Uygur'un sinesinde,
Sevdaluk tartarım, alırım ilk darasini,
İki gönlü hoş eder, yaparum arasini,
Kızma gavurun kızı, ettuğum bişe yok,
Beğenmezsan ozaman, verruruk parasini..!
Yeni diktuk fidani, seneye olur orman,
Ah...! Mehmedim....,
Sen düştün toprağa ya,
Yanan bir tek benim bağrım..!
Sütüm Helal Mehmedim....,
Sen ki; düşürmedin hilali,
Hakikat bir bilmece, yük mü?, Beşere ağır,
Yoksa beşerin kulağı, hakikate mi sağır?,
Ömür israf, zaman içinde zamanda kahır,
Şimdi binlerce gölgeyi, kovmak üzredir...!
Savrulur nice yapraklar, rüzgar esende,
Saçma sapan adam, ah Üzeyir Üzeyir,
Paçaları bağlasa da, aralardan süzeyir,
Pis kokusuyla ortalıkta, kıçı boklu gezeyir,
Kimseyi beğenmez, artismisin Üzeyir..!
Mal varlığı yerinde, köyün en zengini,
Ana rahmine, sığmayan insanlık,
İki metre çukura, elbet sığacak,
Beden ruhun evi, bir vadeye kiralık,
Sahip olan malını, vadesinde alacak..!
Sen ruhsun ruh!. Kaç arşınsın kaç okka?
Can; cesede bürünmüş, bir avuç toprak,
On sekiz bin alem ki, alemde görünmez nokta,
Bir vadeye kadar, beden ruhuma konak..!
Yollar kısalır, kısacık, dar, gölgeden yollar,
Kainata hayat veren, ''Kudret-i İlahi'',
Akıl akılda yiter, meczup olur hali,
Dalar meczup derine, kalmaz mecali,
Hakikat ilminde, şükür vardır dersimiz..!
Üç elifi gördüm, o mübarek ''lam'' da,
Çekecek dert kadı mı bilmem, sırasıyla tattım,
Aşk pazarında ömrümü, üç beş kuruşa sattım,
Çıkarım sandım bu bataktan, battıkça battım,
Sevgiden bir parça payımız, var mıdır? Dostum..!
Gönül terazimi bozuldular, şirazem kaydı,
Kaderi bu toprakların ''kan'', su kar etmez,
Mehmedimi görmeden, bereket vermez,
Candan geçilir de, ''Vatandan'' geçilmez,
İdrak edemeyen bu ''Topraktan'' değildir,
............................. ''Piç'' tir, Mehmedim..!
her şiirinizi beğenerek ve merakım törpülenerek okudum tebrik ederim yüreğinize sağlık.