Senin her saç telinde bir sevdalının ahı var,
ama belki de o ah, hiç senin duymadığın bir suskunluktu.
Bir yangın gibi saklı kalmış hüznü,
adımlarında hissettim — ya da öyle sandım.
İstanbul sokaklarında baktığım her yerdesin,
ama belki sen hiç o sokaklarda yürümedin.
Her köşebaşında bir hatıra,
gözlerimde dalga dalga yükseliyor,
ve belki sen, çoktan başka bir denize açıldın.
Dudağımda bir tebessümün günahı var,
ama belki o tebessüm hiç sana ait değildi.
Zamanı sonsuzluğa bağlayan düşlerimdesin,
ya da ben zamanı bir sana bağlayacak kadar yalnızdım.
Her uyandığımda kalbimde yankılanan bir isim gibi —
bir yankı.
Ama sesin çoktan başka bir vadide kayboldu.
Ben hâlâ duvarlara çarparak arıyorum seni,
belki sen duvar bile bırakmadın geriye.
Bir hikâye bu,
içime yazılmış bir karanlık.
Ne yollar dindiriyor,
ne de yıllar soluklanıyor.
Ama belki de yol hiç sendin,
ben seni güzergâh sandım.
Sensiz her mevsim,
bu ay da bir yalnızlık.
Ama belki yalnızlık dediğim şey,
senden çok… bana ait.
Ve her adımda,
İstanbul seni çağırıyor.
Belki de İstanbul beni hâlâ senden ayırmıyor.
Ya da her şey bitti —
sadece şehir unutmuyor.
Kayıt Tarihi : 29.5.2022 19:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.