GÜNLÜĞÜMDEN-8
Merhaba sevgili Tutku! Epeydir söyleşemedim seninle.Ama boşuna değildi sana gelemeyişim.23 Mayıs 9 Haziran tarihleri arasında,Buket bendeydi.Bu arada,Işık teyzemi de ağırladım.
Tutku,tüm düşlerim gerçekleşiyor.Bir evim var ve konuk ağırlayabiliyorum.Kardeşim,benim yanımda tatil yapabildi.Teyzem de gördü,özgür yaşamımda,bir evi nasıl çekip çevirdiğimi.
Tutku,özgür olmak,kendi evinde,dilediğini yapmak,çok güzel.Artık,ait olduğum yerdeyim.Normal bir hayat yaşıyorum.Güzellikleri-mutlulukları ve her tür sorunlarıyla.Herkes gibiyim.
Akşamüzerleri ve geceleri,balkonumda oturuyorum.Diğer apartmanlardaki evleri ve yoldan geçen insanları seyrederken,mutlulukla gülümsüyorum.Ben de onlar gibiyim diyerek,evimi seyrediyorum.Huzur doluyor içime.
Hapishaneden çıkmış gibiyim.Hiç kendi hayatım olmamıştı.Ailemin yanında bile.Hep başkalarının hayatını yaşamıştım.İstanbulda,son yıllarda,bahçeye çıkıp,apartmanlara bakıp bakıp,çok ağlıyordum.
Şimdi her şey düş gibi.Ama gerçek.Bu eve geldiğimde, hafifçe tedirgindim.Komşular beni,nasıl karşılayacaklar? Düşüncesi vardı usumda.
..
İstanbul'a kar yağdı eridi buzlar
Ayakları kaydı yere düştü kızlar
Odun kömür bitti içimiz sızlar
Kış güle güle gelsin bahar ile yazlar
Soğuktan arabaya zincir takamadık
Üşüdük yatakda rahat yatamadık
..
Ben istemiyorum
Halkımın esir olmasını
İstemiyorum boyun eğmesini
Kavgam olacaksa eğer
Memleketim için olmalı
Boyunduruktaymış gibi
Kan dökülmesine
..
Bilirim yüzüme gülmezsin asla
Hep çatıktır bana kaşların kader
Ömrümü doldurdun gam,keder,yasla
hep kötülük bana işlerin kader.
Her aşk bir hicrandır kalbime sızan
Böyle mi istemiş bahtımı yazan?
..
ÖLÜM VE ACI
İki ölüm şiiri yazdım, hatta üç. Sınavda görevliydim. Sıkıntıdan şiirler yazdım. Behey ölüm, Şaban abi bana bunu yapmayacaktın şiirleri onlardandır. Ölümlerin işaretiymiş. Art arda iki ölüm acısı yaşadım. İkisi de genç ölümler. İkisi de hayatlarının baharında.
Birincisi en acı ölümdü. İntihar. Askerlik dönüşü bunalıma düşen çocuk, bunalımdan çıkamıyor. Doktora gidiyor, hap kullanıyor, ama kifayet etmiyor.
İkincisi öz yeğenim. O da askerlik dönüşü. Yine askerlik stresi. Ama bu kez şofben kazası. İntihardan şüphelendik ama değildi. Art arda iki ölüm şok etkisi yarattı bizde.
İzmir’e gidip onu aldık. Ağladım intihar olmadığını öğrenince. Bir sekine geldi çöktü üzerime.
..
EĞİTİM YAZBOZ TAHTASI
Eğitimi yazboz tahtası haline getiren zihniyet hala değişmedi. Bürokrasinin yönetimdeki krallığı eğitimde de sürmekte. Bizim bürokrasimiz yanlışlarını düzeltmez, doğruları aramak gibi bir derde düşmez. Onun varsa yoksa kişisel menfaatleri önemlidir. Her zaman krallığını sürdürmek için bir yol bulur. Eğitimi bugünkü hale getiren ve hala bir yazboz tahtası olarak kullanan zihniyet bu bürokratik hegamonik kesimdir.
Bu hegemonya Batıyla içli dışlıdır. Milletin menfaatleri yerine kendi menfaatlerini düşündüğü için batının azatsız kölesidir. Çünkü kişisel çıkarını orada bulmuştur.
Her iktidar değiştiğinde o elinde dosyalarla gelir, yeni bakanın kafasını karıştırıcı, onu pohpohlar, eğitimde devrim yapacaklarını söyler. Bu şerefin zat-ı alilerine ait olduğunu söyler. Her yeni Bakan’a olduğu gibi bu Bakanı da kendilerinden geçirirler.
Sonra gelsin yeni değişimler, gelsin yeni karıştırmalar. Hiçbir ön araştırma ve uygulaması olmayan projeler, programlar, bazılarını zengin ededursun bazılarını popüler olan öğrenciye olur. Kayıp nesiller birbirini takip eder. Anarşi okullarda yuvalanır, terör bu eğitim sisteminden beslenir. Fitne ve karışıklıklara alet olacak gençlik işte böyle hazır hale getirilir.
..
Merhaba nasılsın sen Adem suna
Çok çalışıp sen kendini sakın yorma
Facebook ta hiç neden hal hatır sorma
Çık kabuğundan sessiz sedasız durma
Konya yada oturur ilçesi Kızılören
Mahallede yok olmaz onu hiç gören
..
çok uzaktadır
sevgilisinden öte
sokak ortası
gözlerine dalmıştır
ölmeye gider
dudağında sözü söz
..
“ Yazılmayacak konu yoktur arkadaşlar ! ”
Her konuyu ele, aldığım için
İğneyle o kuyu, kazar diyorlar!
Korkmadan içine, daldığım için
Değsin de gör sana, nazar diyorlar!
..
Tatil bitti
Okulumuz açıldı
İlk günkü heyecanım
Sizi çok özledim arkadaşlarım
Canımsın sen benim öğretmenim
Kitaplarım boya kalemlerim defterlerim
..
Neylersin?
Aklım git derken
gönlüm kal diyor
daralıyorum
ne yapacağım
..
Kör kütük bir durakta ocaksiz barksiz istasyon
Durdugu anda azgin firtinalari söküp yikindiren yangin gibi körüklü
Kiskirtan hircinligin sabahin serinligiyle cevrili avlusunda
Bir kadin….
Ama ne kadin….
Sanki kaybedilmis hersey yerine koyan melodiler gibi oynakca
Kalca gögüs gerdan
..
Yaşamakta olan
Bir kuş,
Taçsız kralın omzunda.
Ateş her zaman
Onlar için yanmakta.
Alışılmış, değersiz işler,
Her zamanki gibi
..
Anlamından bihaber, ne düşünür, ne ayar;
Adı “Bayram” olsa da Kurban’ı tatil sayar!
Vahşet sayar kimisi, bilmez Hakk’ın emrini,
Kurban eder hevaya, Hak’tan gelen ömrünü!
Bir günlük sefa için günlerce hazırlanır,
..
Adım Kadir Köşe Beşin şoförü,
Zorlu ulaşımın uysal neferi,
Çalışana tatil Keskin seferi,
Yudum yudum sevgi akacak bana.
Çaycı ışmarıyla verince sinyal,
Kaptanım Keskinden bahçe yeri al,
..
Senle yediğim yemek
Başka tatil
Senle içtiğim su
Doyumsuz
Senle yaptığım iş
Dinlenceydi
Ama benim özgürlüğüm
..
Heymen haymen haymen haymen haymen
Azicik badem bircok susam seker yogurt ve zeytin
Heymen,
Sigirciga gözactirmayan greyderlerin yonca bictigi ayni gün ayni saate tatil
Kafayi neyle ütülediginin baya farkinda yani heymen heymen
Iplige ignesini baglayan imhaci igne gibi tekmotor mümessil
Litrebasi bugday taban fiyati ofis belirtisi zihni kabarik pötügec
..
Sahipsizdir bağı bahçesi köyüm
Sırtın dayadığın duvar dibisin
Sende idi benim buz gibi suyum
Neden şimdi sende zehir gibisin
Kırlarda çeşitli otları biter
Sokakları beyaz taşları örter
..
Bu yazıda sözünü edeceğim film hayli zaman önce çekilmişti ancak benim izleme fırsatım yeni oldu. Sinemalarda oynadığı tarihlerde ilgimi çekmemişti. Sinsi bir şekilde büyümekte olan bir tehlikenin işaretçisi gibi algılamasaydım filmi “hiç seyretmeseymişim” deyip geçebilirdim de. Hangi filmden mi söz ediyorum? Leonardo di Caprionun başrolünde oynadığı Kumsal’dan. İzlememi bir arkadaşım önerdiği için özellikle aklımda tutuyordum ismini. O zamanlar izle diye sıkı sıkı tembihlemişti; Bir görsen güzel manzaralarla da destekli ki; rahatça izleniyor diye ekleyerek üstelik. Aklımda tuttuğum bu öneriye ilaveten filmi satın aldığım dükkândaki satıcı genç de filmi uzatırken üstüne üstlük, şöyle demez mi:
-Çok iyi bir seçim yapmışsınız. Ben de izledim. Öyle güzel çekimler var ki. İnsana iyi geliyor bu film.
Bu övgülü sözler üzerine doğal olarak daha da heveslendim. Öyle ki; günlük koşuşturmalarımdan fırsat bulup da bir türlü izleyemedikçe iştahım kabardı. Aklım filmde kaldı. Öneri cümlelerinin de etkisiyle moralimin kötü olduğu bir zamana denk getirsem de, içim açılsa şeklinde anlamlar bile yükledim filme kendimce. Ben böyle heveslendim ama bir fırsat bulup da izleyemeden aradan yıllar geçti. Geçen gün odamdaki filmleri düzenlerken elime geçti yeniden. Bunu güzel bir sürpriz olarak algılayıp bu kez oyalanmadan kuruldum ekranın karşısına.
Oldukça bencil bir yaşam bakışına sahip üç gencin bir şekilde ele geçirdikleri harita üzerindeki yolu takip ederek bir adaya gidişleri ve orada yaşadıklarıydı öykü. Adada eli silahlı birtakım adamlar vardı ve bu adamlar adaya her yeni gelene ateş ediyorlardı. Buna karşın pervasızca ateş eden bu silahlı adamlarla önceden bir şekilde anlaşmış bazı gençler de yaşamaktaydı adada ve bu gençler adanın diğer tarafında tatil köyündeymiş edasında davranıyorlardı. Sanki iş yapmaya hiç birisinin gönlü yoktu ama aralarında bu konuda tek bir tartışma dahi çıkmadığına göre bunda bir sorun da yoktu. Birisi alışverişe giderken hiç kimse onunla birlikte gitmek istemiyor, ama gidene sipariş üstüne sipariş veriyorlardı. Parayı nasıl kazandıklarının filmde hiç verilmemesi gibi ayrıntılara girmeyeceğim çünkü anlatmak istediğimle ilgisi yok ama bir sahne var ki ne dersek diyelim geçmek mümkün değil. Köpek balığı saldırısına uğramış insanların iç açan (!) kanlı görüntülerini izledikten sonra şuna tanık oluyoruz filmde. Gençler, oturup hep birlikte karar vererek, bacağı köpek balığı tarafından ısırılmış ama onlara göre maalesef ölmemiş arkadaşlarını, başımıza belâ olup tadımızı kaçıracak diye, adanın diğer tarafına götürüp, ölüme terk ettiler. Ve dönünce o güzelim manzaralı kumsalda plaj voleybolu oynamak pek bir keyifli geldi hepsine.
..
YAZ BANA
22.01.2014
Yaz bana benimçilem dolmadan
Yaz bana ki ömür tatil olmadan
Yaz bana azrail canım almadan
..