Küp küre içinde insanın dünyası
Uzaydan bakar küre fotoğrafına
Fikri uzayı düşler küp içinde yaşar
Yaşlanan tarafını yaşayan insan
Tatil cenneti uzayda dünyada
Büyük patlamayla kim çıkar tatile
..
Ne çalışkan hayvan şu karıncalar
Sanki hiç dinlenmeye, eğlenmeye hakları yok sanırsın
Tatil hakkı sadece Ağustos böceğine mi verildi?
Durmadan çalışıp durursun karınca kardeşim,
Bir o yana bir bu yana toprak üstünden altına
Ne taşınmaz malınız varmış!
Stok etmekten bıkmadınız mı?
..
Bu gün okulun ilk günü.
Dersi bilemedim
Azarladın öğretmenim
Utandım ölesim geldi.
Bugün bayram,
Çıkıp oynayın
..
Tatiller tatil için uzun tatile çıkmış
Geride kalanları viran eylemiş yıkmış
Ne aşığı düşünen var nede aşık olanı
Teselli etmek için söyle koca yalanı
Çeksin gitsin dünyamdan ben bu aşkı istemem
..
Bu gün sınav.
Dersi bilemedim
Azarladın öğretmenim
Utandım ölesim geldi.
Bugün bayram,
Çıkıp oynayın
..
Milyoner olayım diye piyango almadım,
Kestane, tombala… Alış veriş yapmadım!
Eğlence için tatil köyü aramadım,
Yılbaşı dedikleri neyse anlamadım!
Sıradan bir gün işte, sınav hala çetin
Dertlerim hala benle, gerdeğimde gelin
..
Sinemalarda gösterime girmiş eski bir filmdi ''Kim Korkar Hain Kurttan'' seyretmemiştim ama yine de oynandığı zaman, hakkında çok konuşulduğunu biliyorum. Bir de sanırım böyle bir kitap var ''Kim Korkar Matematikten'' Ben de ondan mı esinlendim nedir, öykümün adını böyle koydum. Mahallemizin ortaokuluna başladığımız yetmişli yıllardı. Bir an da ilkokuldan ortaokula zıplayıvermiştik. İlk günler hocalar ile tanışma faslından sonra derse daha üç sene bizi okutacak olan matematik öğretmenimiz Hilmi Bey girmişti. Öğretmenliğini her zaman takdir ettiğim bir hocamızdır hâlâ kendisi. İlk günler ne kadar güzeldi o sene, modern matematik bizim ile merhaba demişti eğitim ve öğretim hayatına. Matematikten hiçte parlak bir öğrenci olmadığımı herkes bilmese de en azından ben kendimi biliyordum. Hal bu ki ilkokulda çarpım tablosunu sınıfta ilk ben ezberlemiştim, ama iş onun ile bitmiyor ki kardeşim. Kümeler, modüler aritmetik, bir bilinmeyenli, iki bilinmeyenli, üç bilinmeyenli ve benim de bilemediğim denklem türleri offf ki offf! ! !
Ya Hilmi Hocam sadece kümelerden sorsa yazılıdan ful çıkaracağım, ama konular fazlalaşınca sorularda fazlalaşıyor ve farklılaşıyor haliyle. Toplamayı yapıyorum, çıkartmayı da yapıyorum, çarpım tablosu da tamam. Ahhh o denklemler bir türlü yazılı da denk getiremiyorum o denklemleri, aslında bu matematik bilimlerin temeli yahu. Bunu da gençlik yıllarında öğrenmiştim. Edebiyatçı olacaksan bile matematik gerekli, ama matematikçi de olacaksan o zaman edebiyatta gerekli. Çok çalışkan çocuklar var sınıfta, Cemil, Serdar, Sevgi vb. onlara sorsam teneffüslerde bana anlatacaklar konuları ama on dakikalık teneffüslerde bahçede top tepmek var boş veeer...
Bir insanın matematik ile bu kadar mı arası bozuk olur bu kadar mı yıldızı barışmaz? Hilmi Hocamda benden yaka silkmiştir her halde o yıllarda. Ama Allah var eylülde ki ikmal imtihanlarında amcaoğlu beni çalıştırınca B ve C alarak geçiyorum çoğu zaman. Yahu arkadaş sene içinde de ders dinleyip ikmale kalmasan da, sen de, millet yazın sokaklarda top teperken, kız peşinde koşarken, masa başında oflayıp puflayıp, dersleri hatim etmesen, yok arkadaş yok, bize ters millet dokuz ay okula gidip de üç ay tatil yapacak biz de okumayı ve okulu sevdiğimizden, on iki ay okuyacağız.
Bazen test oluyoruz yazılılarda bazen klasik yazılı. Test oldun mu salla gitsin bilmediğin soruları körün taşı belki tutar, yüzde yirmi beş şansın var. Ama sakat bir durum var, yazılıdan geçer not aldın mı, Hilmi Hocam peşinden hemen sözlüye kaldırıyor. Sözlü de çuvalladın mı, yazılıda da salladığın kabak gibi ortaya çıkıyor. Hilmi Hocam kaçın kurası yer mi bizim ayak oyunlarımızı.
..
AŞK NEDİR?
Aşkın ne olduğu konusunda yazılan şiirler, makaleler, hikâyeler, romanlar yazılmış ciltler boyu ama anlatamamışlar layığıyla. Ben birkaç cümle ile anlatırım desem kimse inanmasın.
Aşk anlatılmaz yaşanır ancak çünkü. Aşkın anlamak için Mecnun misali yanmak gerek. Aşk vermektir hem de hiç karşılık beklemeden.
Aşk, bir beklenti karşılığı olursa alış veriş gibi olur ki bunun adı asla aşk olmaz zira.
Bir işyerine gelen çocuklar yanlarındaki daha küçük çocuklara “aşkım “ diye seslenebiliyorlarsa, bir insan evinde beslediği köpeğine
“ aşkım “ diye seslenebiliyorsa, bir insan bindiği otomobiline “aşkım “ diye biliyorsa ben ne derim ki aşk için.
..
Kaplıcanın diyarında
Yalova’da tatil yaptım
Hiç ummadığım bir anda
Depremi gördüm katil
Yüzdüğüm sular sahili
Aldı aniden içine
..
Bayram arefesinde, sevinç var hüzün de var
İkisi arasında, üçüncü duygu mu var!
Tatil yok, isteyene çıkış var, izin de var
Bu gavur memlekette inanca saygı mı var!
Burası bir cehennem hep dertler bize çatar
İşten gelir gurbetçi, ne dinlenir ne yatar
..
Hoş geldin
Hasretinle hayalini özledim
Nazlı yarim sefa geldin hoş geldin
Yıllar yılı yollarını gözledim
Sevgin ile sevdan ile hoş geldin
..
br>Sonra, çöl olur ansızın
Hahayalindek tatil kasabaları
Çöl olur bütün sahiller
Umut gemileri geçmez olur
Martılara hasret kalır şiirler
Yağmursuz çakan bir yıldırım kasvetidir
..
Tüylerim diken diken olması için bir kaç yazı okumak yetermiş... Nedir bu yılbaşı komikliği... Noel geliyor dostlar, hindileri kestiniz, çamları devirdiniz mi? ... Eee devirmişseniz süsleyin püsleyin güzelce... Gece çocuklarınız pencere kenarına yatırın... Noel babaları kızağıyla geçecek ya kaçırmasınlar... Ve hmmmh nefis gibi kızarmış domuz etini ne zaman koyacağız...? Reklamlarda bunlar işleniyor, filmlerde, dizilerde işleniyor. Halkımız kendisine arz edilen bu seçenekli hayattan şimdilik memnun, ses çıkarmıyor... Ha yakında cadılar bayramı da gelir, siz de kutlamayı unutmayın... Bazıları kendisine utanmadan kostüm olarak Osmanlı kıyafetleri seçsin, bazılarınız Robin Hood olsun, bazılarınız noel baba, bazılarınız spider man, bazılarınız kurt... Hey Osmanlı, Selçuklu torunları... Kendinize gelin. Şeyh Edebali'yi hiç okumadınız mı! Yazık kemikleri sızlıyor adamcağızın, dedenizin... Kemikleri sızlıyor; siz fotokobisi olduğunuz ASILLARINIZIN... Ne güzel yeni yıl yazısı oldu bee, ne güzel yüzünüz kızarmadan okudunuz... Bana gelen facebook un gönderdiği meil yazdırdı bu yazıyı, city vile oyununa ait... VE Leyla arkadaşımın bir yazısı...
(ZORUNLU NOEL İNİŞLERİ- atölye inşası için yardım gerekli) , diyor... Noel Baba'nın kızağına yardım edecekmişim.... Hay tüküreyim bu oyunu oynadığım günlerime... Ebeveynler uzak tutun çocuğunuzu bilgisayardan, facebook'tan.. Beyinlerini yıkıyorlar..
Yok ben inmeyeceğim... Yeni yılı da kutlamıyorum... Hindi kesmeyeceğim, kola bile içmeyeceğim... Benim yeni yılım hicri takvime göre zaten geçti... O yeni yılın içerisindeyim... Bana meiller gelmeye devam ediyor bu arada, son gelen meile de sevindim. Noel Baba'nız kızağı bulmuş? İşte gelen o mesaj:
KIZAK BULUNDU
..
Kaygı duyuyorum bu kutsal vatan için
Satıyor vatanda her şeyi para pul için
Hiçbir umudum kalmadı gelecek için
Uyanır bu milletin biraz vicdani varsa
Sattılar vatanımda mal mülk ne varsa
Gitti bu vatanda kutsal değer ne varsa
..
Şimdi yaz,
Dallarda kiraz.
Denizde, karpuz kabuğu.
Sokaklar tenha,
Kâffelerin, boş çoğu.
Güneşlikler pencerelerde.
Panjurlar kapalı çoğu yerde.
..
Güneşin doğmasına saatler önce kalkardık. Giyinip abdest alır, yakın akraba ve onların çocuklarıyla Sarıyer merkezdeki camiye giderdik. Ekseri cami dolu olup, bir gece önceden belediyenin sabunlu suyla yıkayıp hasır serdiği eski balıkçıların olduğu yere önce oturur vaaz dinler, sonra bayram namazını kılardık. Namaz bittiğinde güneş denizin karşı tarafındaki Yüşa tepesinden henüz doğmuş olurdu. Fırından sıcak ekmek, şekerciden bayram şekeri alıp evin yolunu tutardık. Biz gelene kadar yanan lamba eve girince adet üzere söndürülürdü..
Bir gece önceden başucumuza hazırladığımız yeni elbise ve ayakkabılarımızı giyip kendimizi bir an önce sokağa atmak için içimiz içimize sığmazdı, kahvaltı mı bizi, biz mi kahvaltıyı yerdik Allah biliyor.
Giyinip sokağa çıktığımızda dünyanın en mutlu insanı olurduk. Ben o günlerde yolda yürürken ayağımdaki kunduranın çıkardığı gıcırtının zevkini ilerleyen yıllarda giydiğim en pahallı ayakkabılarda bulamadım.
..
Bu sabah istanbulda hava parlak açıktı
Mahalle tatil için erkenden yola çıktı
Kimi çarşaf giymişti kimi açık saçıktı
Gidemiyorum dostlar yare haber versinler
Hasta oldum söyleyin hekime baş vursunlar.
Çırpınır seven yürek ritmi düzenli atmaz
..
Papillon Belvil'dir
Cennetten bir köşe.
Papillon Zeugma'dır,
Tarihten bir parça.
Papillon Ayscha'dır,
İsminde bir mana.
Papillon Muna'dır,
..
Hayrımız düşünülmez bir ay dinlenmedeler,
Ramazan tatil günü belli etmeyecekler…
Bol bol reklam arası ve tanıtım verirler,
Birileri kâr eder, bizlerle eğlenirler…
Lefte hiçbir şey yoktur seviye düşürülür,
..
Bu bir pazar sabahı
Benim için güzel bir gün
Sabah erken uyandım
Hazırlandı kahvaltım
Bal zeytin peynir yumurta
Yanında tostumda var
Biraz domates soframa
..