Tatanka İyotanka - Oturan Boğa’nın İzind ...

Arif Tatar
292

ŞİİR


44

TAKİPÇİ

Tatanka İyotanka - Oturan Boğa’nın İzinde...

Burası özgür topraklar...
Tertemiz!
Binlerce yıldır silinmedi izimiz!
Atlar...
Şimdi nerede koşarlar?
Lakotalar...
Niye geçmişi unutmak?
Unutturulmak!
İlimize döneceğiz...
Hatırlamak;
Davullar...
Danslar...
Şarkılar...
Herkes için!

Özgür bakışlarında şimşekler çakıyor...
Anası uçsuz bucaksız topraklar...
Her sabah yeni doğan güneşine koşar...
Bufaloların sesleri yaklaşır...
Ok gibi yerinden fırlar...
Bir an rüzgârı koklar...
Sırtının yaslandığı, beslendiği topraklar,
Git gide dalgalanıp karışır...
Şimdi güneşe ilk yolculuk...
Sevinçli çoluk çocuk; öyle ki bolluk!
Önüne düşer bulutlar...
Kıvrılarak uzar ırmaklar!
Çılgın At, aniden sıçrar? !

Onlar, önce bunları hayal ettiler,
Yollara düştüler...

Oturan Boğa, seni unutmadık!
Teslim olmadık!
Açlık!
Acılar...

Öldürdüler;
Öldürüldüler...
Çılgın At!
Son ağlayan,
Yarası kanayan,
Çılgın Bulut!

“Anlamadığım öyle çok şey var ki,
Buradaki yalnızlığa dayanamıyorum;
Burada geçti çocukluğum!
Şarkı bitti...
Yol, uçuruma gitti...
Seni özlüyorum Lakota...
Güneş, hiç girmezdi buluta!
Ve çok acı çekiyorum...
İçimi kaplıyor...”
***
“Para değil, toprağımızı istiyoruz...
Adım adım geliyor beyazlar;
Toprağımızı kirletmek için!
Güneş doğardı toprağımızda...
Özgür topraklar!
Koşuşan atlar!
Beyazlar geldiler...
Gülmek istiyoruz;
Gülemiyoruz! ”

Oturan Boğa, yaşıyor!
Şimdi ayda...

“Davullar...
Şarkılar...
Eski topraklarımız için!
Haydi, savaşa!
Ölümcül savaşa!
Çadırlar;
Her zaman sıcak,
Kurulur köşe bucak,
Taşıması kolay,
Ya, içine düşen ay! ”

“Bu toprakları ödünç aldık...
Hayvanlar dostumuz...
Burası yaşam yeri,
Güneş, doğsun!
Atlar, dörtnala koşsun...
Bufaloyu unutmayız!
Hayvanlarımız,
Dışarı çık ve bak!
Karanlığa ışığı yak!
Halkımın yaşaması için;
Kendimi vereceğim!
Ruhani bir bedel...
Uzanır gizli bir el...
Geleceği düşünün!
Çocuklarımız, ne der?
Çekinen kaybeder! ”
***
Son danslar...
Şarkılar...
Davullar...
Şükür için!
Biter mi güneş dansı?
Bunda çok uzun sürer,
Hayalet dansı!

Büyük katliam!
Kim alacak intikam!
Acı son!
Hepsi burada gömülü...
Ağladılar!
Bin sekiz yüz doksan...
Bir ocakta...
Hava çok soğuk!
Çoluk çocuk,
Hepsi bir mezara kondu!

Oturan Boğa, seninle yaşayacağız!
“Sanırım oraya geri döneceğim...
Özgürce koşsun bufalolar...
Ay kadar kesin!
Oturan Boğa...”

Bulmak için Oturan Boğa’yı
Bilemediler günü ayı;
Sadece sessizce gittiler...
Ataları İşte bu topraklar için öldüler;
Başları dik ve cesurca!
Onlar, önce buraları hayal ettiler,
“Oturan Boğa, senin izindeyiz! ”
Yollara düştüler...
Günlerce yürüdüler...

Hele aç ve susuz kalınca,
Her taşa abanıp ağladılar...
Ölüm sessizliği başladı...
Artık, Oturan Boğa yoktu...
Her hâlde bir an sustu!
Ama sesi dört bir yanda vardı...

Şimdi onu pek yakından duyuyorum...
Bir şair olarak çok iyi anlıyorum...
Keşke yok edişlerin yerini hür düşünce alsaydı!
Neden bir millet, bir milleti ‘yok! ’ saydı?

(26.03.2011 21:00-Adana)

Arif Tatar
Kayıt Tarihi : 29.3.2011 15:07:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Kirler... Görünmeyen kirler... Uzayı bile kirlettiler! Şimdi güneşe de lekeler düştü... Eller korkudan büzüştü! Temiz suyumuz akmaz oldu... Kaplarımız dünden doldu... Oturan Boğa’nın buz dağları eridi... Temizle gücün yetiyorsa, haydi! Eski yerine ne zaman gelmiş, gelebilmiş ki! Ya, şimdi Oturan Boğa, yaşasaydı? ! Oturan Boğa’nın beyazlar üzerine yaptığı bir konuşmadan kesit: '...sahip olma isteği onlarda bir hastalık olmuş... Bu insanlar, zenginlerin bozabileceği ama fakirlerin bozamayacağı birçok kurallar koymuşlar... Yönetici olan, zenginleri güçlendirmek için fakirlerle güçsüzlerden vergiler alıyorlar. Bizim annemizin (toprağın) , kendilerinin olduğunu söylüyor, komşularını çitler yaparak kendilerinden uzaklaştırıyorlar; toprağı binalarıyla ve diğer süprüntüleriyle çirkinleştiriyorlar... Bu ulus, baharda yatağından taşarak, yoluna çıkan her şeyi yok eden bir ırmağa benziyor... Reis Oturan Boğa” Ey Büyük Ruh! (Bence Allah’a nida ediyor!) Sesini rüzgârlardan işittiğim, Bütün Dünyaya yaşam nefesini veren, duy beni! Ben küçük ve güçsüzüm, Senin bilgeliğine ve gücüne ihtiyacım var! Güzellikler içinde yürüyeyim ve gözlerim güneşin kırmızısını, gün batışının morunu hiç görmediği gibi görsün... Ellerim senin yarattığın her şeye saygılı davransın ve kulaklarım senin sesini duyacak kadar keskin işitsin! Beni bilgili yap ki insanlarıma öğrettiğin şeyleri anlayabileyim... Senin her kayaya, her yaprağa gizlediğin sırları öğrenebileyim... Güçlü olmaya çalışıyorum ama kardeşlerimden değil! En büyük düşmanıma karşı, kendime karşı... Beni daima temiz ellerle ve güçlü gözlerle sana gelmeye hazır et... Gün batımının solgunluğu gibi benim de yaşamım, solup bitmeye başladığında ruhum seni utanmadan ziyaret edebilsin... (Alıntı...)

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hatice Türkmen Yurtseven
    Hatice Türkmen Yurtseven

    Nedenler niçinler keşkeler olmasaydı denilen yaşanmışlıklar şiirinizi kutluyorum yüreğinize sağlık Arif hocam saygılar

    Cevap Yaz
  • Bülent Baysal
    Bülent Baysal

    Adı üstünde VAHŞİ BATI...
    O vahşilik, kin, düşmanlık günümüzde tüm dünyayı sarmış durumda...
    Bir millet yok edildi, yok edenler bu gün dünyanın jandarmalığını yapan sermaye baronlarının olduğu ve bunların ülke sınırlarını çizme hevesi ve başarıları vahşilikleri kana susamışlıklarının alevi tüm dünyayı sarmış durumda...
    Güzel ve anlamlı şiirinizi bir kez daha kutluyorum Arif Bey... Sevgilerimle...++

    Cevap Yaz
  • İbrahim Kavas
    İbrahim Kavas

    Yeniden okumak çok keyifliydi. tebrik ederim.

    Cevap Yaz
  • Yusuf Değirmenci
    Yusuf Değirmenci

    Şimdi onu pek yakından duyuyorum...
    Bir şair olarak çok iyi anlıyorum...
    Keşke yok edişlerin yerini hür düşünce alsaydı!
    Neden bir millet, bir milleti ‘yok! ’ saydı?

    u sorunun cevabınu koltuk hısı saltana sevdalısı olanlara dorsak cevap alabilecekmiyiz kutluyorum usta haeija birşiirdi

    Cevap Yaz
  • Vahit Varol
    Vahit Varol

    Arif Hocam çok anlamlı bir konu kutlarım emeğinize sağlık şimdi onlar ataları için her yıl tören yapıyorlar. Topluca gömüldükleri topraklarda artık onlar Amerikalı oldular. Sağol ARİF HOCAM

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (50)

Arif Tatar