Taşlar ve Yanılgılar Şiiri - Yahya Oğuz

Yahya Oğuz
43

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Taşlar ve Yanılgılar

Dünya eskisi kadar esrik,
Ve kalıtımı evlatlarına,
Yalıtılmışlık ruh dağında
Karun’un semeresi kadar derin.

Sağır çaput parçası unuttu beni,
Gergedan kılıfı sıvadım duvarlarıma.
Fincan kırılmaya meyletmedi, çarptım
Solgun benizliler ülkesine.
Issızlığın yüzüyle akseden neciyim?
Neydi anlatmaya büyük,
Ve sebepleri küçük eden mana!
Hata ki hangi yöne savrulsam,
Işığıma talihsiz kristaller doluşuyor,
Çarpacaklar yürekleriyle avuçlarıma.
Bir ruh ki kıyıma sokulgan kedi,
Kuyruğunu unutuyor ezmem için.
Ne yapsam da kendimi hırpalasam!

Baskından gebe kalınca topal at,
Karıncalara devrettim kem talihimi.
Kıymadılar boynuma umarsız testere,
Joseph k. kadardı düşünceler.
Neydi cüret boşalmaya –engin-
Sıcak ekmek bekleyenime
En büyük yanılgıma karıştı o nehir,
İkimiz için çizilen çarmıha düştü,
Yüzüme bakıp ruhunu böldü, bilmedi
Bakışlarımın gövdesinin ardına aktığını.
Eğer kırılsaydı sınır yolun ağzına,
Taş hamurum dokunsaydı belleğine,
Dolardım olumsuzluk şalını
Hayatın bağrına ki… İmkânsız!

Tut ki kaya burcundanım
Peşinden sürüklenmek için
Azat ettiğim yere, uçurtmamı
Uzayın ücrasına sal yalanlarımı
Hangi cüretken karga, uğursuz
Çıkmaza bilecek kaçış olduğunu
Sıyırsaydım ebemkuşağını aralığından
Yol olabilirdi keşkelerime
Ama yedi renk birer yalandı.

Katrana bulandı kanat tüylerim,
Erişimim bir kuş kadar değil.
Ooota’nın gerçek insanlarından olmayan,
Yalancıydım, duymadılar, sönüşüm;
Taşımı yücelten körpe dimağlar
Kuş uçuşu mesafeleriydi yüzüme,
Kavrayışları tercümeli mimiklerden,
Telaffuzları filmlerden anlayan
O maşerin ceremesiydi.

Tutuklu bıçağım odaklanan yüzüne
İçimde uygunsuz şeklin mayesi
Yüzüne özdeşleştirme kuytularımı
Kelebekler üşüşmediyse hislerime
Bu köprüyü yıkmam gerek
Tarümar etmeliyim gediksiz köprüleri
Vakitsiz çökecek ayakları şehrin.

Ey cömertliği şahane tavan!
Çağlatıver bedenimi, izahımı nara kıl,
Yüzüme buruşukluktan paye ver,
Cinayetiyle asi yalanın özüme sinmeliyim.
Köprülerin çözmem gerek büyüsünü.
Payıma düştü ters vakti ayazın,
Mahmurluğumda bir düş şakası bitse,
Usulca yoklasam zihnimi,
Unutuverse anılarımı…

Dokunmasın nasihatten bir iz merkezime
Gelsin ruhumu köpürtsün o tahrik
Kaderi baştan anlatsın çizgilerin dili
Beni hecelemeyen dile anlamsızım.
Hırpaladı beceriksiz kılan mana beni
Anlatabilsem her şeyin düşken koptuğunu
Ruhum orada pay edildi, safderunum
Bilinmeyecek imtihanımda suçsuzum.

Yahya Oğuz
Kayıt Tarihi : 9.9.2011 00:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yahya Oğuz