Yüzünü saran bu mukoza
Bir taş suskusu.
Sesimi götürüyorsun kendinle ve nefesimi…
Kapıyı çalıyor küçük yengeç
Ve yorgun kıskaçları,
Yerçekimsiz bir hüzünle evlendiriyor beni.
Uyurken kör uykularımı;
Gözlerimi unutmuşum pencerede
Taşın zamanla aşkından edindiği sırı izlemiş
Rüzgârın geceye söylediğini,
Yaşlı kurt kemirirken ay ışığını
Parmak izi gibi benzersiz soluğunu almış avuçlarına…
Aldım onu, öpüp koynuma sakladım.
Tanrının kendinden taşa akıttığı yönleri kokladım,
Görünür oldu koku.
Uyurken kör uykularımı…
Yarattığın bu cam kesiği
Taştaki susa! değiyor sanki.
Kayıt Tarihi : 21.4.2011 22:37:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hicran Aslan](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/04/21/tas-suskusu.jpg)
ilginç ve tarifi yerinde ....güzel
TÜM YORUMLAR (2)