Taş kaleler yıkıldı sensizlikte
Ve seyrantepede volta atan sessizlikleri
Şimdi niğde cezaevinde bir hücrede uyutmaktayım
Sessizliğin tanımını yapamamaktayım
Sana sakladığım gül dalını
Güneş görsün diye idam sehpalarında
Ölüm oruçlarından kalan bir bardak suyla
Denizfenerlerinin sessizliğiyle
Ayrılığın fotosenteziyle
Bütün yol hikayelerinde yazmaktayım
Senin için söylenecek bütün sözleri
Bir otoyol bank'ına kazıdım ellerimle
Bu kadar hüzün varken şehirde
Seni sana anlatmak zorundamıyım
Ben hâla sensizliğinle yalnız başıma
Kendimle bir başıma volta atarken
Taş minarelerde ezan okunurken
Secde ettiğim bütün ayrılık romanlarına
Ne kadar yeniksem o kadar ateist
Allah'ı bile karıştırmamak lazım bu işe
Sensizliği satın alan bir müşteri bulsam
Satacağım üzerine şiirlerimi de vererek
Üzerine verilecek neyim varsa vereceğim
Bir tek gözlerini bırakmak istiyorum hücremde
Son sözlerini bile istemeyeceğim
Ben hâla sana aşığım anla
...bir sen daha olamaz asla
Taş kaleler yıkıldı sessizce
Önce bedeninde yüreğinin tam ortasında
Bir organ gibi büyür sensizlik
Hiçbir ameliyat çaresi değildir gitmenin
Hiçbir bıçak kalmadı altına yatmadığım
Kalmadı içmediğim içki, sarhoşum
Ben sana değil sensizliğe vurulmuşum(!)
Akşam eve gelen babanın poşetlerini al elinden
Sonra dişlerini fırçala uyu,yeni güne
Güneş doğmalarında değil sessizlikte ara beni
Beni düğünlerde değil, ölümlerde ara
Beni boş poşetlerde değil,
Belki de... en sevdiğin oyuncağın gibi
Eline aldığında oynayıp bıktığın
Yalnızlıklarda ara beni
Ben hâla sana aşığım anla
...bir sen daha gelemez asla
Ahh şu Taş kaleler
Hep sizin yüzünüzden bu gelgit'ler
Elimde yasak sigara, gözümde yasak sensizlik
Sensizlik dolu yollara bakıyorum
Ve yine ben şiir ağlıyorum
Şehre yağmur yağmasa bile
Kavursa bile bu sıcak düşler
Kapalı mekanlarda oturmak terletiyorsa ellerimi
Terinin kokusunun bile hasretindeyse şair
Ben hâla sana aşığım anla
Yeni yeni binalar kuruluyorsa şehre
Yer yatağı kurmak yasaksa
Masa üstü yemekleri tat verirmi 'sensiz.'
İçkimin yanında mey'ler,
Mezarımda kokusuz çiçekler
Ahh yıkılsın artık şu
Taş kaleler...
Haziran 22
Deniz AlagözKayıt Tarihi : 22.6.2007 02:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikaye biçiminde akıcı...
Ancak, fazla hüzünlendiremiyor insanı, belki nefret noktasına getiriyor...
Mısralar uzun ancak akılda kalıcı olmamış. Derinlemesine bir his dünyasına alıp götüremiyor insanı...
Şair bu ayrılığı kendisi yaşamış, belli kopye veriyor. Oysa şiirer evrensel olmalı... Ben de kendimi bulmalıyım bu şiirde, bir fransız da... Değil mi?
Arrılık şiir yazmak cesaret ister, yüreğine sağlık...
Ali Akça
TÜM YORUMLAR (2)