Tükettin zamanı ey deli gönül
Kırk yıldır sözünde kalsan ne yazar
Sevda müşkülüyle ah çeken bülbül
Güllerle beraber solsan ne yazar
Bedenin hükümlü yüreğin esir
Göksel Kaya' ya
Duydu ki kaleyi kuşatmış haçlı,
Köpürüp kükredi devletlu taçlı.
Yeni gün yepyeni gazaya borçlu,
Ya Allah! Bismillah! Sel oldu coştu,
Bir çocuk düşlüyorum, duruşu vakur.
Gül yüzünde gülücükler açan,
Bakışlarıyla etrafa mutluluk saçan,
Bir çocuk düşlüyorum...
Öğretmensiz olmuyor.
Sen duy ki duymayan kalmasın, şaşkın,
Bilinsin nasıldı, niceydi aşkın?
İlkbahar ayında Fırat’tan taşkın,
Süphan’dan Ağrı’dan yüceydi aşkın.
Kamerin güneşi hiçe saydığı,
Böyledir tarihin hükmünde düzen
İsyanla başlarmış devlette hazan
Bundandır yurduma gizlice sızan
Milletin beynine fitne sokan var
Ajan olmadık yerlerde dolaştı
Eylemi malum, imansız güruhun
Gencecik bedeni katlolmuş ruhun
Tarihte görmemiş böyle entrika
Ne Roma ne Acem ne Çin ne de Hun
Umutlarım kırık, yüreğim dertli
Yaşanan bir devri sana bıraktım
Benim için her şeyden çok kıymetli
Sen denen zamiri sana bıraktım
İlhamınla yoğurduğum geceyi
Yıl bin dokuz yüz on dört, ay Aralık,
Yürüyor imanı pek cengaver,
Set çekmiş önüne çetin kış ve Allahuekber.
Çöküyor gökten sinsi gece,
Sarıyor vücudu eksi kırk derece.
Yırtıyor yanağı keskin sazak,
Bir suç varsa o esrarlı nakışın,
Bir suç varsa mecnun eden bakışın,
Bir suç varsa, duygu denen akışın,
Bu sevdada aracıyım Hakim Bey
Çağırmasın mübaşirin tok sesi
Merhum Enver Demirbağ anısına,
Sardı Elazığ'ı yanık kokusu,
Tanbura dumandan görünmez oldu.
Son hükmünü icra etti kanun,
Saz yetim, söz öksüz, ses kısık kaldı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!