Levhi mahfuzdan sızmış benim mürekkebim,
elinde divit usul usul o tılsıma banmakta mektebim.
Şan, şeref dolu varaklara yeni satırlar yazılacak,
en ulvi kelimeler anlatacak halimi.
Kah siyah kah mavi kah ela gözlü çocuğun
gencecik dimağında tekamüle erecek
Toprak, su, hava, ateş, aşk barışık
Evrenin özünde karmakarışık
Saçının teline divane, aşık
Felsefe dediğin hiç Karagözlüm
Ne desem ne çizsem etmiyor fayda
Selçuk Aslan'a
Ey bana atamdan yadigar olan,
Bir tarih boyunca gökte var olan;
kopacağı kati, vakti sır olan,
Kıyamete kadar gönderde kalacaksın!
Bir gün olsun talih bana gülmedi
Kaçtı durdu benden yana gelmedi
Bir defacık şans kapıyı çalmadı
Umutlarım kırık çıktı neyleyim
Derdim bindi biri kendim ekledim
Vakit geldi kur kurultay
Duysun kösü Ural Altay
Ellerinde oklar ve yay
Yirmi dört boy Oğuz gelsin
Aynı soydan aynı kandan
Ders verir oldu hocaya talebe,
Herkesin ağzından çıkıyor, vay be!
Yük taşımaya kalmadı kuvveti,
Eşeğin sırtında laf doldu heybe.
Üflensin boru, vurulsun kös, titresin küre,
Parlasın göklerde ay yıldız düşmesin yere.
Ruhuna şevk veren şu cihan hakimiyeti,
Şanlı atamdan nesline emanet, mefkure.
Kredi verdi iktisat fırkası,
Cepte pul oldu garibin parası.
Rant denen melun şifreyi girdiler,
Çöktü milletin saadet borsası.
Türkümü Türküme tanıtmak için,
Uyuyan devimi ayıltmak için,
Dünyayı dörtnala tozutmak için,
Mete'nin bindiği tay gerek bize.
Kılıçla kalkanla omza dikilen,
Doru kısrak kuyruğundan tuğ diktim,
Ateş yakıp demir dağı erittim.
Kutlu günü nevruz diye addettim.
Kopuz çaldım. türkü dedim, eğlendim.
Yeryüzünde gece gündüz eşitti,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!