...,
yıllar sonra
o memlekete dönüyorum
yarım kalan bir sevgi için,savaşmaya
içimde zifirleşen karanlığa bir son için
o memlekete dönüyorum..
öyle bir dünya isterim ki;
nefesimi her çektiğimde
her yudumumda_ her damlamda
sevgiden beni sarhoş edecek
ve kötülüğü karşımda kukla yapıp
beni bir çocuk gibi gülümsetecek
Bir dünya gözyaşı dökülen
Zamansız acıları çiçeklerle bezenen
Kıymetini aşkın enlemeyen
Sevginin boynu büküktür,yiğittir,öksüzdür...
Ruhta bir kıvılcım tesir etmeyen
amacı ne bu günlerin,anlıyamadım
o kadar dikatli bakarken her yana
yine de beceremedim
vefasızca sevmeyi
halbuki; kağıda,kaleme bir de yüreğime
kaç kez çizdim,boyadım renk renk
ağlama..ağlama..gönül boşuna
ağlamakla bitmez gözyaşları
bırak gök ağlasın yerine
hemen vazgeçme gönül yarınlardan
çek bu yılgınlığı gözlerinden
ağlama..ağlama..gönül boşuna
_Yaz kalemim bu aktan sayfaya kokuşmuş karanlığı _
Açtım kollarımı attım adımlarımı
Anadolusundan ~ Avrupasına
karınca gibi karışan kalabalığına
istanbula kadar
gülen çocuklar gördüm........,
kimi bir parkta sallanırken
kimi misket oynarken
kimi de annesinin kucağında mışıl mışıl uyurken
dünyadan habersiz
öyle her yerden
bu koca şehirde biri yok mu? ..
tutsun elimden
bulamıyorum köyümün yolunu
götürün beni bu şehirden
yüreğimdeki adrese
sevgilerin çember altına alındığı
toprak ve sudan
az da samanla karışan;
kerpiç tuğlalarıyla hanisin vatan? ..
neşeye külbeler vurup şefkate karıklar açan;
elinde çapası,
başında yazması
ayna da gördüm gözlerini
ve yine tam ortasın da sen
göl olmuş bir acıya doğru yüzüyordun benimle
ve konuşan acayip sessiz ıslıklar vardı
kulağımı hırpalayan
ve bir de yalnızlığına solmuş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!