Anlıyorum şimdi...yol uzundu...gidilen bütün şehirlerde yaşanan aşklar yalandı...yola çıkılan bütün insanlar aslında tuzaktı...sürgün kentiydi burası...tanrısına küsmüş bir peygamber gibi kentime küskündüm,sürgündeydim...yaşanan bütün aşklar kutsanmış kadehlerde yağmalanıyordu bu şehirde hep bir militan ölüyordu ve ben hep yalnız kalıyordum...her yalnızlığımda küsüyorum bütün din kitaplarına...Bütün tanrılara kapılarım kapalı açmıyordum...kendi yalnızlığımla tükeniyordum...Bir akşam bir ışık indi kente...kent aydınlandı günleri ve ayları geçmiş takvimler gibi aşk gösteriyordu kapıdan kendini...oysa bir yanım yalnızlıktı benim...aşk o kadar geç kalmıştıki bu kente bütün tanrılar kendi peygamberlerini çarmığa germişti...ve sadece onlara tanrıları ağlıyordu...bir kadın bir tanrı ve şehirde bir militan...bütün yazılar gibi hepsi sadece bir dua da adları geçiyordu...
Hüseyin CayıklıKayıt Tarihi : 12.3.2005 11:55:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hüseyin Cayıklı](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/03/12/tanrilar-ve-yalnizlik.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!