Sen sevdama düşen bir çığ gibisin.
Düştükçe büyüyor,
Ve
Tam kalbime yağıyorsun.
Ben ise birgün bırakıp gideceğini,
Bir gözyaşıydı zamansızca akıp giden.
Kimleri sürüklemedi ki peşinden.
Bazen mutluluk için döküldü,
Bazen düştüğümde kanayan dizim yüzünden...
Ama bu sefer ki diğerlerine benzemiyordu.
Sıyrılıp giderken yalan sözlerinden,
Bir kal demeyi bile çok gördün sen.
Ne içindi bu harcanan çaba?
Üzeri tozlanmış onca hayal varken...
Sessiz kalma!
Her gece aynı vakitte,
Ayrılık kapımda,
Ölüm penceremde,
İstediklerini almadıkça,
Şu çaresiz kalbimi yakmadıkça,
Hiç gitmezlerdi saatlerce...
Farzet ki bir yol ayrımındayız.
Bir taraf senin yolun,
Diğeri ise benim...
Bu yolun ucu hiç birleşmiyor.
Ama tek fark
Sesini duymadığım zaman,
Öylesine yanar ki içim...
Sigarayı ateşler gibi,
Ateşler içinde yanar gibi,
Yanıp tutuşurum.
Bugün yine seni anlattım birilerine.
Cümlelerim yine tedirgindi.
İsimlendiremedim seni bir türlü.
Hala sevdiğim kadın mı desem,
İçimdeki sızım mı desem bilemedim.
Adını her telafuz edişimde,
Olduğun yerden geçiyordum altı üstü.
Ufak bir rastlantıydı bu sadece.
Seninle kısa bir süre göz göze geldik.
Sonra küçük bir tebessümünü yakaladım üzerimde.
Bana mevsim yok.
Dışarı da güneş olsa bile ben yine üşürüm.
Ne zaman aralasam perdeyi,
Dışarının ayazı içimi titretir!
Güneşe küsmüş tenim
Ansızın düşüyorsun düşüncelerime.
Düşlemekten vazgeçemiyorum seni.
Hem aklımda üşenmiyor hiç,
Her an seni düşünürken...
Ellerin yokken üşüyorum mesela.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!