Türk Dili ve Ebiyatı Öğretmeni/ Ozan
Geçmiş yılları yad ise bahis ben de varım
Tarihe ibretle bakan bir muhafazakarım
kırık gökler altında süğüm süğüm
yoluna ezik nağmeler döktüğüm
kahrını sağalttım akşamüstleri
senden habersiz derdim seni,
örkledim tenhalarıma ilmek ilmek
hüznüme sardım düğüm düğüm
NAÇAR İŞİ
Güle velvele düşmüş,
Uçmuşsa yüce dağ başından Erzurum
Ne söylerim artık
Ne yazar, ne okurum?
Sen gelende menzilime
Bana bahar yürür
Rengarenk açar solum sağım
Ey benim şeftali çiçeğim,
Ey benim gonca yaprağım
Sen kaybolanda gedikte
Mantığımı mantı yaptım
Kafa çektim hecelerle
Şiiri doğradım ki
Gülecektim hecelerle
Kalemi boğdum
Sayfaya kusturdum
frenk karası gibi bulaştın
buhranlar doğurdun kapımın eşiğine
bu hiddet kime?
kadim çileleri örkledin,yüreğime
nedir derdin?
Bir eylül şiiri gibi esridim yine
kopardın zamanın gergefinden gülmelerimi
alıryerime vurdun yokluğunla
yer ile yeksan ola, doymayasın gençliğine
tünek vaktiydi, mevsim kış
Günahım ve çağdaşlığımla
Yeşil ışıklar taşıdım sana göklerden
Hem yaşamın hem ölümün adı ki zaman
Fersah fersah isyanlara bölündüm yerden
Adım verilmeden bir mezar taşına
Eyyama kapılmış gönülleri yılana değişmezem
Benim melalim Hak’tan gelir, yalana değişmezem
Kader çile doğurur kapımın eşiğine
Baş üzre yeri var cihana değişmezem
Eski esvaplarımı karıştırdığım bir anda
Çocukluğumu buldum tavanda
Yıpranmış, solmuş biraz
Bir resim: siyahbeyaz
Yazdığım ilk şiirler..
Fecir bulutlarıyla bugün öyle üşüdüm ki yokluğuna
Bildiğim bütün sözcükler isyan oldu döküldü
Dolu düştü gözümden, dolu ağladım sabahsızlığında senin
Netameli bir dizenin esrik notalarına karışan yıllarım
Zamansız bir güz oldu, hazan oldu döküldü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!