belkide
arafta en ince kabuğundayken cennet ile cehennem
bir tevbenin kanadında idi
belki de at sürdü bir sultan gönüllere
lirik bir aşk oluverdi
korkunun ve umudun şimşeğine
bir gök gürültüsüyle yandı yanan da
peygamberler aşkına
kabe ve zemzem aşkına
hurma ile hac aşkına
ne hoştu, renk renk, çiçek çiçek o mevsimler
ne güzeldi mirac’da gece yürüyüşüne çıkar gibi
gece yarısı kutlu sevgili
nur ile küfrü ayırandı
o kutsal kitap
arz ile semada
bu kitaba hayrandı her hitap
hiçbir kelam
hiçbir söz
eş olmadı bir harfine
şairler şöyle dursun
övgüsüne aciz kaldı şiirler
öyle ya,
karınca süleyman ile nasıl bahsedebilsin
hikayeler hakikate nasıl dönebilsin
öyle kitap ki,
rumun elbette mağlup olduğunu da
lokman’ın secde ederek hikmetle dolduğunu da
orduların ahvalini de
sebe kentinin halini de
bize dosdoğru anlatandı
ant olsun göğe ve burçlara ve gece yıldızına
Rabb’ın pek yüce adını anarak and olsun
sarıp bürüyen kıyamete...
ve and olsun
tan vaktinde kutsal beldeleri kuşatan rahmete
güneş’e de ant olsun,
geceye ve kuşluk vaktine de
öyle bir kitap ki
yoktan Yaratan’a özge bir sanat
saf saf duranlar aşkına
ve sad aşkına
ve kafir olanlar
bölük bölük cehenneme sevk edilmişler aşkına
ant olsun
o müminler ki
göğsündeki imana, nefsindeki gümana
ant içerek
namazı dosdoğru kılarak
altın ile mücevherlerden manevi süsler alarak
girerler menzillere
öyle ki
ne zifiri gölgeli alev saçan dumanlar
ne diz çökenler
ne vuruşarak koşanlar
ne de kum tepelerince zulümlere batanlar
onu döndürebildi yolundan
o öyle
övülmüş elçi ki
ona fetih müjdelendi
altından ırmaklar akan saraylar müjde verildi
tozu dumana katanlar aşkına
tur dağından yıldız doğar
ay çıkar
Rahman kıyam et dediyse
elbet kıyamet çıkar
dağlar pamuk pamuk atılır çevremizde
demirleri eriten mücadele çatılır çehremizde...
o günde
hani dönecek ya her şey mülkün Sahibine
hani yazan kalem
yazacak ya hakikati yeniden
yine o kalem
yüksek makamlara yazınca peygamberler kaderini
nuh’u ,tufana yazdı
denizler yana yazdı
örtünüp bürünen aşkına
elbet gümüş tepsilerden saçılacak cennet baharları
nevbet be nevbet
yüz çevirdi cemilinden cemalin
ah gafil insan
güneş dürüldüğü
gök ayrıldığı vakit
vay haline
sema yarıldığı vakit
ant olsun göğe
ant olsun burçlara
ant olsun gece yıldıza
ant olsun
Rabb’ın pek yüce adını ananlara
and olsun
tan vaktinde kutsal beldeleri kuşatan rahmete
güneşe de ant olsun
geceye ve şafak vaktine de
o gün açık olacak gönüllere
ve açılacak gönüllerde ki güllere
ant olsun
incire ve zeytine ant olsun
O’ Rab ki
insanı bir kan pıhtısından yarattı
kadir gecesinde üstüne rahmet rahmet
açık bir belge
mukaddes bir kitap bıraktı
kevser hakkı için
mühürlü kalpler
madem kafirler yardımı terk eder
dağlansın ciğerler
eli kuruyasıcanın eli kurusun
ey elçi
sen ki
Rahman’ın özge kulusun
hemen Allah’a yönel
tan yeri yeniden sökülürken
insanlar dehşetle dökülürken
hemen Allah’a sığın
Yaratan aşkına
ant olunanlar aşkına
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 6.1.2025 01:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!