Nice dağlar vardı
Engin, yüce aştım da geldim
Geldim ki dost meclisine
Dağ değil nefsimmiş bilemedim
Hürmet, izzet kusursuzdu
Büyüdükçe büyüdü enaniyet
Esneye esneye düştüm yola
İçmem için yanıma aldım kola
Yozgat’ta geldiğimde verdim mola
Esneye esneye düştüm yola
Oradan yürüdüm vardım Sivas’a
Bu efsaneye, ne oldu?
Ergenekon, Ergenekon
Tarih de, yerini buldu
Ergenekon! Ergenekon!
Altaylarda, dağı delen
Ey! Ermenistan sen ne; Milletsin!..
Sen Türklere bir dert bir İlletsin!..
Sen bizi arkadan vuran Milletsin!..
Ey! Ermenistan siz ne; Milletsin!..
Bizler sizlere “Tebaa Sadıka dedik”
Erzurum'a geldik gezelim diye
Orada kış var, görelim diye
Kış nasıl yaşanır, hissedilir diye
Erzurum’da, Nasıl Yaşanır Kış!..
Geçen gün, kar başladı şiddetli biraz
Gezerken düşündüm, tarihi şehri
Taş Binaları, tarih kokuyor sanki
Bu ihtişam bu debdebe ulu şehirde
Gezerken Düşündüm; Tarihi Şehri
Her tarafta yaşatılıyor, çifte minare
Hilal Kızım demişsin!
Tahsin Amca’yı üzgün gördüm!
Dediğin doğrudur; Kızım!
Çünkü Eşim; Eşten ziyade
Benim arkadaşım, “Bir Candır”
Kahvemi yudumladığım bir fincan
Eğer yiğidin yanında; Eşi olmazsa?
Aslı şakıyan bülbül olsa da, dili lal olur!
Eğer yiğidin yanında, kıymetli eşi varsa
Hareketi Ağu zehir olsa da, dili bal olur
Hele bakın, bu İlahi kanuna!..
Evlenince, kadın gider eşin yanına
Erkek sahip çıkar, o eşin canına
Hele bakın, bu İlahi kanuna!..
Evlilik olup, özel yuva kurulunca
Sakın kaçan balık, büyük olur demeyin!
Eskiden Bayram Bayramdı; İnsanda İnsan!
Ben O Zamanki Herkese hayrandım hayran!
Şimdiki Bayramlarda, Buluşamıyoruz!
Bayram barış dinidir, küsülüler barıştırılırdı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!