Nezahat Hanım heyecanlı, heyecanlı bir şeyler anlatıyor, Şukufe Hanım’da başıyla onu okeyliyordu. Öğle yemeği hazırlamaya çalışan Necla Hanım onları mutfak camından izliyordu. Onların sohbet uzadıkça uzadı. Tam o sırada Cemil Bey elinde ekmekle geldi.
-- Al! Hanım. Diye ekmeği kapıdan uzattı.
Necla Hanım ekmeği alırken,
--Hanımlar orada ne konuşuyor? Diye sordu.
-- Aman dedi kodu işte. Binbaşı topal pencereyi kapatmış da onu konuşuyorlar.(Malum, kooperatif evlerinde herkes istediği gibi değişiklik yapamaz.)
Necla Hanım yemeğine devam etti. Kaşıkla yemeğin tuzuna baktı. Bir taraftan düşünüyordu. Topal pencere neydi? Yatak odalarındaki küçük pencereler mi?
Ertesi sabah; Cemil Bey bir telefon konuşması yaptı. Sonra Necla Hanım’a dönüp:
Yağmuru seviyorum diyorsun,
yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun...
Güneşi seviyorum diyorsun,
güneş açınca gölgeye kaçıyorsun...
Rüzgarı seviyorum diyorsun,
rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun...
Devamını Oku
yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun...
Güneşi seviyorum diyorsun,
güneş açınca gölgeye kaçıyorsun...
Rüzgarı seviyorum diyorsun,
rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun...
Begenerek okudum kutlarım sizi
Güzel,anlamlı akıcı hoş bir öykü yürekten kutlarım yüreğinize sağlık üstadım.Saygı,sevgilerle.
Tebrikler Hanımefendi!
Kaleminiz susmasın.
Saygılarımla..
güzel sade bir dil hoş akıcı anlatım kutlarım
Tebrikler, yaşamdan bir parçaydı, güzel bir öykü yani....Saygılar.......
Abdulvahap Yıldız
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta