*23* 23* 2010
Bir fırtına  besledim,   bağrımın   en yanık   yerinde.  S’ellere    ders verdi  senden  sürüklenişim.
-Sulara rüya anlatan   köpüğün   sesinde  dinledim  seni. Rüyadan   riyaya    geçilmez   sığ  suların vardı.  Yüreğin Kızıldeniz.  Musa’nın  sevi  kızısın,  aşk peşinde   geliyorum .Su , inanç ile  kardeş.Su   ,sevgi ile    paydaş. Bütün temizler,  bütün  güzellikler  iç    ummanına   umut  ve   ben bir  köpük   peşinatında  geldim sana.
…: Köpük  bir …:
Kopuş ta   yürekten olmalı ki  akışa  engel   teşkil edecek  bir  çer  çöp kalmamalı. 
*İnsan  kendi   tanıma  berrağında olmalı.Kendini tanıyan   Rabbini   tanır.  Kendini seven  Rabbini sever. Kendine  çalışan   asıl Rabbine  çalışır.  İnsanlığa  yardım eden       Rabbine  yardım etmiş olur.   Çünkü  mutlak olana  yardımcı oluyorsun, muğlakın  kirlerini  temizlemiş olursun.
*İnsan özünü su ile    toprak arasında     hoşlukta   tatmin etme  çabasındadır. Gereğini ,  ereğini,  süreğini, feleğini,    usun denkleminde çözmeye     çalışır.
…:Köpürtülmüşlük…:
-:Aslında   hayat    derin   bir kuyudur. Yusuf  orda ayna.  Dipsiz   kuyuları ararız, yani amaçları, yani çıkarları, yani içimizde  bitmeyen tatminleri.
*Yusuf , bütün güzelliklerin   timsalidir, en derin kuyudadır, nefsimiz  oraya  atılır,bir  başka nefis   Züleyha  olur,  bizi bulur,  bizi bize  çarpıp  yaşamı     aşka   himaye eder.
Yüreğimiz  Yusuf ‘un  çoğaltılmışı.  Önce  kendimize   yabanıl, uzak.Sonra   kendimizle  kopuş.İçimizde onlara   ırmak var,   hiçbirinin   kolu hiçbirine değmez.Heveslerimiz  tilkinin     tilmizi   ve  ders   haz  ile aşk. 
-İmtihan   üstüne  han  yapılır.   Ve   gidiyoruz  kendimizden.  Yol ile   sol  akışlardayız.   Sonra molalardayız    günahlara ramak kala.  İsteyiş   Züleyha olur,   bizi ister  ten    uçurumunda. Uçmaya çalışır insan.  İnsanın en büyük    hayali de uçmaktır.   Uçurmaktır içindekileri.
Dört yanı zindan, dört  yanı  mum, dört yanı  haz,  dört  yanı    şeytan çardağı. Üzüm ile   iki  gözün arasında   yıllanan  şarap   göze  görünür.
 Bir” el “  çeker,  resmi  çekilmemiş anları.    Anlar   ana olur  anladıklara.
Bir an susar,  bir andan sonrası ya anıdır,  ya elemdir  bilinmez.
…:Suya Meyil…:
-Suya   olan meylim   sana susamak  ve sende ıslanmaktır.  İnsanın aslı  su  üstüne  , suyun üstüne, kendi  suyunun üstüne    yazılmaktır.
 Sırılsıklam kalmak, sımsıkı sarılmanın    ıslanmışlığıdır.  Bir gün  hediye   edeceğin  gözyaşlarına alıştırma yapmaktır. 
Yaryüzüyle, yeryüzü arasında kalan nadaslara damlayan  ömrü sunmaktır.
-Suya  meylim, huyuna    meylimle  başladı.
Üzerine doğdurduğun    gün’eşine    ışık kalmaktır    ıslanmışlığın,   hatta uslanmışlığım.
…:
Sırlara sırrını  açan   açılmaz  kapıların   aşk ağzısın
Yaşanmışlığın   simyasında   seni bulur  öz benlik
kader doğrusunda   toplar  işlemsiz sevilerim
düşlerine  düşer  kavım  sonrası aşka  yangın 
Emanetimsin  kaderime.Kederlerimin sahilinde  kalan   bağrı yanık kayalarıma dokunan   gözyaşı  güzelisin.
Berrakların sunduğu   hayali     su yangınısın.  Unutamadığım teber
Tebessümün son galasısın. Severek  oynuyorsun   benden  gidişi.
*Damla damla  büyüyorsun  vicdanımın  künyesinde.İnci inci    inciniyorsun   taş bağırdaşlık yapan    gönlüme.  Feleğe   çemberini açan   avuntularımın  içinde içinle     çocuk oluyorsun.İçindeki çocuğun   aç   kurtlarını   sevda  kuzularımın üstüne salıyorsun.
-Seviyorum   Ulennnnnnnnnyyyyyyyyyyy      diyorum.
N’asıl da yakışıyor   bu  b’ağrışım.Kimi kimden  vuruşun    kanında  uyanıyor   vebalim.
Eşkalin  düşüyor  düş   denizime.  Kendimi   sevmenin    selleriyle  akıp   gidiyorum  senden.
-Burçlarına,   Barisizlerini sunan   vefasız  Leyla    oluyorsun.  İndiriyorsun en  yücelerinden.   Mistik   bir      direncin     p’aklarına 
Ak dede  yapıyorsun   sevdamızı.
Her şey  eksik; yalnız sensizliğin    tam küre.  Kutupların  var sol yanımda.
Penguenlerinle oynayan  aşk  elim var.Sürekli  büyüyen  sensizliğin aysbergine  tutku  magmalarımı   hazırlıyor  sevda   yolculuğum. 
-Kurşun yerine  hüzün  dökülüyor  uzaklarına.K’arşın  yerine 
Başka  uzaklar   tümleniyor   isteyiş  pusulama.
Sen var ; ama   sen yok.
Ben  hep  var  ; ama   ben   ve  benden  yok.
Oysa   gözlerin sözlerime   masal.Oysa  sevgin   içimde perinin    güzelliği  gibi büyüyor. 
Oysa  ben arası   bir sen arası var   bu aşkın  anlatılmazlarında.
Oysa sevmiştik, yaşamıştık, istemiştik  bundan   daha  basit   aşk felsefesi  olur  mu anlayamadım Nazlıcan   bilesin.
Kayıt Tarihi : 16.11.2011 21:45:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 


Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!