Pencere önünde bekleyenlerin
Soğuk ve solgun yüzlü bakışları arasındaydı telli duvaklı ihtiyar sonbahar
Gıcılayıp esen rüzgarlarla toplayıp getirdiği yalnızlığı içine alan uzakların ekin saçınından
Belki bir kova
Belki bir saksı
Belki testiden boraçtan derme bozma çanak kırıklıklarının
Kabını kacağını her adım ilerisinde bilinmezin çerçisine bırakıp gitmeye birbirinden kopmuş köşe bucaklarla
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta