Darağaçları kurulmuşsa
Gök kubbenin altında
Rafa kaldırılmışsa adalet
Kışı kıyamete çalmışsa ocaklar
İsyankârım sensizliğe
Karanlığa gerilmişse eller
Susma ne olur ses ver.
Böylesi suskunken sen
Yaşamak zül gelir bana
Ey yiğidim aslanım kükre!
Vur sehpayı tekmele
Haykır cellâdın gözüne
Tükür yüzüne.
Eller kelepçeli olsa
Gözler bağlı kalsa
Özgürlüğün alınsa
Gam-ı bürünse dünya
Ne fayda...
Varsın ölüm korksun senden
Özgürlüğü haykırdın
Titredi gök.
Diner mi annelerin yası
Siner mi kara yazı
Çıkarıp yarsan kalbini
İncinir mi kuşların dalı
Dili kırık kanatların
Koynunda (y)atar acı
Mühürlü nakışların
Gözyaşları pasında.
Titreşir yıldırımlar gürleşir
Sere serpe bulutlar birleşir
Kıştan sancılı baharlar
Çiğ düşer sütten kesilir
Kuzuların sessizliği.
Yârin boyu Selvi mi Selvi
Karasevdalı gözleri mermi
Dikilmiş ocağına inciri
Al yeşilli bağların.
Sen ki nadide soylu fidan
Ektin tohumlarını özgürlüğün
Közü düştü darağacından
Parladı Çobanyıldızı.
Ay selam çaktı yoldaşlığına
Toprağından bereket yıldızları harmanın
Rahat uyu kök saldı
Sevdalı çınarların.
Hangi anne sevmez ki seni
Hangi sevda sarmaz ki teni
On yedisinde Selvi boylum
Yağlı urgan izden beni.
Müslüm Bayram
Kayıt Tarihi : 13.12.2022 16:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!