İçim dışım insan kırıkları...
O, bu, şu... batıyor işte! Canım yanıyor.
Yüzümde,
gamzelerini yanaklarından düşürmüş çocuklar uyuyor...
Bağıramıyorum!
Bilyeler dağılıyor koridora,
Sessizliğin uykusu boş oda...
Kapısı çok,
Kilitleri alnında dolaşan gölgeler...
Sağ ayağından gerisi yok!.
Güzden kalma nöbetler...
Bileklerine sarı ağrılar sarılmış,
SUSARIM BİR MAVİ GÖK KIRILIR
BİR KUŞ DÜŞER DALINDAN..
GÜZ BİR SÜRÜ KANAT KURUTUR ELLERİNDE..
SICAK UÇURTMA KOKUSU SİLİNİR,
RESSAMIN TUVALİNDE.
ÇOCUK BÜYÜMEZ...
Güneşe karşı oturuyor...
Küçük n’ ye benzeyen evde.
çalan çalınan odalarda kapı kolları yok...
Yüzünü soğuğa fırlatmış
fayanslar...
körebe koridor...
Yanağında penceresi kırık odalarda kaldın...
Güneş büyüyemedi soğuk ellerinde.
rüzgarı tutamadın, günlügünün bir kenarında...
Önce yitip git ,bu çağdan...
Dön sonra ,şüpheli bir ızdırapla...
parmaklarımdan boşalan her işaret anımsattın seni...
Önce kal ,bu çağda...
Git sonra...
Dağıt ,en körpe uğultuları...
Uzağa üç adım kaldı...
kaybolmaların zamanı.
Sırf iki yanından söğütler geçen o yolun hatrına ,yitip gitmeli...
Sema da kuş ölülerine çarpmadan,
kırmadan göğün camlarını...
açtım avuçlarımı...
GÜNEŞE GİDEMEYİPTE,
GÜNEŞTEN GEÇEN ÇOCUKLARIN HİKAYESİYDİ...
KARALAMA KAĞIDINDA,
İNCİNMİŞCESİNE YATANLAR...
SUSLARIN ÇATI KATINDA,
ÖNCE BABA,
Ayrılık çağımıdır ,toplamışsın ellerini..
Dağıtıp gökyüzümü ,gitmişsin!.
Kırlangıçları ,silkelemişsin omuzundan.
Aç bir sokakla ,yırtıcı masal kahramanları bırakmışsın şehire..
gitmişsin!!
Ceviz ağacının çekik gözlerindeki ,
Paketi açılmamış, bir sabah yolluyorum
Kırmızı kurdelayla bağlı, ölümcül doğuşlar.
Yüzümde, dağınık sesine yakın,
pencere boşluğu
Ötesi kapıyı dolduran gölgeler,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!