SÜR EŞEĞİ NİĞDEYE
Hani ya bir zamanlar dişini biliyordun,
Ben ağlayıp sızlarken sen orda gülüyordun,
Mahkemede dayım var bir şey olmaz diyordun,
İtin, puştun ardında geziyordun bey diye,
Geçti Bor' un pazarı sür eşeği Niğdeye.
Bostan sulamak için çektiğin kuralardan,
İyce muzdarip olduk attığın naralardan,
Temmuzun sıcağında geçerken buralardan,
Sırtını yaslamaya kalkma bizim iğde ye
Geçti Bor' un pazarı sür eşeği Niğdeye.
Hiç bir şey yokmuş gibi atılma kucağıma,
Öksüz bir sabi gibi sarılma bacağıma,
Boşuna zahmet edip uğrama bucağıma,
Yüreğim kan ağlıyor, feryadımı duy diye,
Geçti Bor' un pazarı sür eşeği Niğdeye.
Gurur, kibir, riyayla doldurmuşken kotanı,
Bin bir pişmanlık ile anlayarak hatanı,
Boşuna öne sürüp ecdadını atanı,
Hiç referans gösterme hatırını say diye,
Geçti Bor' un pazarı sür eşeği Niğdeye.
Üç beş günlük dünyada güvenerek varına,
Gözünü dikiyordun garibin davarına,
Göz yaşını dökerek kabenin duvarına,
Sırtını dayayarak inileme vay diye,
Geçti Bor' un pazarı sür eşeği Niğdeye.
Faiden dokunmazken, zerre afetzedeye,
İskender, tas kebabı, lahmacundan, pideye,
Agobun kazı gibi indirirken mideye,
Sakın ola seslenme garson bana çay diye,
Geçti Bor' un pazarı sür eşeği Niğdeye.
Variyet zamanında sıkıyorken dişini,
Yoksulluk zamanında takip edip peşini,
Ey Müçtehit bağışla diyerek kardeşini,
Asla bir şey isteme, kuruş vermem pey diye,
Geçti Bor' un pazarı sür eşeği Niğdeye.
İsmet Murat (Müçtehit)
Halk Şairi
Not: Bu şiirim Namdar Rahmi KARATAY'ın "SÜR EŞEĞİ NİĞDE YE" Şiirine nazire olarak yazılmıştır.
İsmet Murat MüçtehitKayıt Tarihi : 20.7.2019 21:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!