Gözlerindeki sıradağlar, uçurumlarından kaç kez düştün?
Yüzündeki sancı izleri, zamana darbe yapan her biri ayrı devrimci
Görünmezlik uğruna verilen savaşta çıplaklığını örtmek için bedenini giyindin
Oysa öyle şeffaftın ki kokun geçerdi önümden
Erkenden emekli olmuştun hayattan
Artık domates kokan bahçelerin, kırmızı şarap denizlerin vardı
Kahramanlığın istifa etmişti
Neyi doğurduğumu bilmediğim doğum sancılarımda buldum seni
Başarmıştık aynı denize akmayı
Su olduk, sızdık özlerimize
Ayakta alkışlardım ruhunun meydanına dikilmiş heykelini
Tüm dönemlerineydi saygı duruşlarım
Peri galerisiydim artık
Lohusa halim geçemedi benden, durmadan kan sızdım sana
Kordonlarıma takılmıştın, içkanaması geçiriyordu artık umudun
Dilsiz sancılarımla sürüklendin, sükunet bastın açık yaralarına
Kestin kangren kanatlarını, sarhoş yatağına uzandın
Bir sokak köşesinde karşılaştım kokunla
Utandım, bakamadım yüzüne
Aklımın mektuplarını okudun izinsiz, susmayı bile becerememiştim
Ayrıştırdık tüm sularımızı, süzdüm seni kendimden
Sen dinlenmiş göl sularına aktın, ben ise okyanusa açıldım
Yüzümdeki gebe sancı izleri, her biri ayrı devrimci olsun diye....
Kayıt Tarihi : 21.5.2009 09:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)