soluksuz yürüdüm
düşlerimde unuttuğun
kırık dökük hayalini
ardımda kaldı kıyı
ve sen
bağrım sevda yanığı
savruk adımlarla yürür
kar!
dağların yeşiline
kendi rengini soyunup
beyaza bürünür
bahçemde yıllanır ağaçlar
bakışlar eskir yıpranır
yıpranır insanı gönülden yaralayan derin renk
gül saklar goncalarını
erik ağacı bilir beni ben gibi bakar
utanırım
erimsiz sevdalar meze olur yalnızlığına
yudum yudum içerken maziyi
köşe kapmaca oynar çocukluğun / aşkla
ben!
şarabın kızıllığıyla sarhoş
elimdeki boş kadehi gülle doldurur şafak
ince bir aşk kokusu havada
duru bir sabaha damlar bülbülün nağmesi
aç ruhunu
yeni kokulara
papatyalar getiriyorsun şimdi de
dağların sevincinden sepetlerle
nisanları getiriyorsun takvimlerden
nisan nisan kokuyorsun bir de
hangi iklimlerden aldın o kokunu
bahar vurgunu dalında
dansa durur
düş kaçkını avare diken
yüreğinde büyür soğuk taçyaprakları
bakışları solar çiğ damlasındaki ışıltıda
kuş cıvıltılarına karışır sesin
hasrete sürgün sabahlarda
rüzgâr seni fısıldar kulağıma
boynu bükülür gülün
uzağıma dökülür
kağıt gemiler saldım
hırçın maviliklere
hoyrat fırtanalara inat
çalkantısı vurur saklı kıyılarıma
ummanın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!