Bir ışık tut bir azık ver
Gönül dağarcığından.
Doyursun ta ebede kadar
Açlığımızdan.
Susuzluğumu gidersin
Kuruyan dudaklarımdan .
Günler geçer durmadan sürüklenir ardarda
Son nefesin önünde var mı dağlar arada ?
Zaman köpük misali eriyince burada
Geçen geçmiştir artık cümle işler karşında !..
Bir yangının feryadı aşar dağları aşar
Gider yare ulaşır canlara odlar katar
Bir vefasız elinden ne yapsa işte naçar
Ayrılık ölüm gibi vuslatın bunca katar !
Sade kın değil ki,kılıçta pişman çeliğinden
Duyulur bir Dede hasreti susuz leblerinden
Dağılır semaya bir huzur o gül çehresinden
Gözler yolunu şüheda,yaş dökerek çeşminden
Zaman üzgün,mekân mutsuz,çölün Kerbela’sından
Bir ateştir,acısı dinmez,Mü’min gönüllerden …
Gökyüzünün seyranı kandiller gibi ışık
Dalga dalga yükselen bir yıldızdır gözlerin
Rüzgârlarla yarışan pupa yelken bir aşık
Gamla dolsun yüreğim yaşlı kalsın gözlerim
Beklesem seni her dem eksilmesin özlemim
Eğer ayrı düşmekse sana olan hasretim
Ateş sarsın her yanı kül olsun hayallerim
Gözyaşları sel olup ummanlara karışsın
KUL OLSUN
Derdinle müptela kılarak Ya Rab ! sen beni
Hazin hazin ağlatıp gecelere sal beni
Ta fecre dek dökülsün gözlerimden damlalar
Gönül kuşum süzülsün yoldaş olsun rüzgârlar
Gönül ram olsun sana gün doğmasa da olur
Bir vuslatın coşkusu sarıverdi ruhumu
Bir taze bahar esti kucakladı ufkumu
Heran seni bekleyip bitmeyen bir umudu
Bir güzel Eyûb eyle mahzun etme kulunu …
Yalnız seni düşünüp gözetleyip Arz’ını
Prangalar payimde çıkmış gönül sürgünüm
Çöldeki kumlar gibi ateşlere düşmüşüm
Yangınları söndürüp deryalar coşturan su
Mor sümbüllü dağların çiçek açmış ovası
An be an gerçekleşir kızıl elma sevdası
Lime lime edilir uç kapısı Bizans’ın
Alparslan’ın elinde bu kilitler ne yapsın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!