Bu dünya zindanında iki nefes bir hayat
Hayata bağlı ölüm,alınmaz mı nasihat?
Biri aldın kayboldu biri gelecek değil
Son pişmanlık faydasız budur işte hakikat!
Bir an düşse de kalbim karanlığına gecenin
Kırılan ümitler gibi yine sana muhtacım
Uzatsam ellerimi tutarsın diyerek sana
Bir güne hasretim,bir de doğuşuna güneşin …
Seslenirken sana ben ta gönülden delice
Ulaşır mı çığlığım öteler ötesine?
Uçabilmek isteğim sonsuzluk ülkenize
Yetişemedik ne yazık senin hüsnü devletine
Bir ikindi gölgesi olsan serinlesek seninle
Rüzgârlar çıksın ta çölden getirsin bize kokunu
Aşkından bir nişan olsun hayatın son deminde
Aşka düçar olanda eksik olmaz gözyaşı
Maşuk’un cevri iksir,diri kılar uşşakı
Gönül semasında yürüse bile yıldızlar
Güneş tutulur sanki,kande bulur mecali …
Halimi sorman için mahzun olmam mı gerek ?
Bir gül gibi açmadan hergün solmam mı gerek ?
Bu onulmaz dert için beklediğim ilacı
Sunmak için gönlüme her an ölmem mi gerek ?
Sendedir umudum Rabb’im,sanadır yakarışım
Şu yorulan ruhuma uzansın sarmaşığın.
Dert pınarıdır kaynağı, dökülen gözyaşının
Ayrılık bir hüzün dağı, hasretimdir ışığın …
El ayak çekilsede beklediğin o yerde
Sen oradaydın ama ben senden çok geride
Güneş doğsa ne olur,karanlıkta kalan ben
Yüzünden ayrı düşmek bana büyük işkence…
Gönül bitap düştü işte ilaç senden istenmez mi
Boynu bükük her maktüle birer cellad gerekmez mi
Hergün ufka bakan keşe işte canan denilmez mi
Gözlerimden akan yaşlar birer delil sayılmaz mı
Binlerce kez ölüpte ve yeniden dirilen
Hayat suyu bekleyen solgun umutlar kaldı
Gurbet denizlerinde tarumar,esir,yorgun
Zincirlere bağlanmış kırık ümitler kaldı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!