Bela bana bir zevce;
Sana çitlenmiş duvar...
Rüzgar telsiz kemençe,
Seni bıktıran azar...
Günah avlayan pençe...
Bir an yolunu gözledim,
Tatlı edanı sözledim,
O gül yüzünü özledim;
Gülsen de yar, gülmesen de...
Öylece dalıp gitmişim,
Bu sevda bende gizli;
Bende saklı bu devran!
Menekşeli, nergisli;
Bakışı can solduran
Bu sevda bende gizli...
Gri gökyüzü, yaş toprak ve tunç renkte deniz...
Her şekil gözümde karanlık, her nesne bir giz...
Bitik bir çekişme; düz ufukla cenkte deniz...
Her yanış böyle mi hazin; her batış mı şevksiz? ...
Yaldızlı el canımda;
O el tuttu miğferi...
Kılıçları kınımda;
Neferimde neferi...
Feda ettik neleri...
Uzun zamandır çıkmadım sokağa;
Meşin ceket, kadife pantolonla,
Terleyemedim güneşler altında...
Şimdi dar, kirli bir sokaktan çıktım;
Pencereler eskimiş, yalnız bir saksı;
Dinle, bir bak yukarı,
Diyor bir ses öteden:
Sende akrep ve arı;
Sende zehir, sende bal...
İçim bu sesten hala,
Dört yüzyıldır harabe;
Burç sahte, kale yatık...
Devşirme bir hevesle,
Pek ala, güzel battık...
Bize uğramaz oldu
Sevgililer günüymüş...
Sevginin günü olmaz;
Gül gönüldür hiç solmaz,
Sevince hep muttasıl...
Sevgililer günüymüş,
Geceler uykumu ansızın böler,
Sarar bugünü ve dünü inceler.
Binbir bölük pörçük, nağmeler söyler,
Gündüz neye yetmez, neden geceler?
Efkar bir misafir, baskındır eve,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!