Düşer uçurumdan göğe bakan gözler
Bir kanat çırpınışı bir süzülüş
İnce bir çizgidir menekşenin yaprağında bekleyiş
Uzanır yollara çamurlaşmış dertler
Şimdi şiir sensin bu gece
Her harfi bir alev içimde
Hüznü çoğaltmış kendinde
Bazen gözlerinde bazen teninde
Teselli aramışım kendimce
İnce bir sızıdır dalga dalga büyüyen
Bilir misin kanayan yarayı,dağ olup taşan
Üstüme çöken, darma duman eden...
Hangi gecenin yağmurudur düşledigim.
Hangi baharın çiçeğidir kopardığım
Sular akıp geçiyor zamansız yüreğimin derinliğinden
Sesler kalbimin duvarlarını aşıp derinlere doğru akıyor
Bu yağmur toprağı ağlatıyor sebebsiz mevsimsiz bir şekilde
Gökler kuşlara mesken olmaktan vazgeçiyor sen gidince
Sözler suskunluklar şehrinde beton beton çoğalıyor
Elimde eski ahşap bir tabakam
Yarım kalmış masa başında sigaram
Ve odamda yıkık, dökük bir sevdam
Nasırlı bahçıvan ellerim ve dizlerim
Bahçemde kuruyan kimsesiz güllerim
İnce ince yağıyordu bembeyaz kefen
Ölüm soğukluğu kupkuru dalların gövdesinde
Esen rüzgarın keskin üfleyişi ve biraz öfke
Gökleri delen kuzgunların seferi var göğümde
Titrek zamanın kıskacında saklanan bulutsu günler
Katre olmuş yaprağın ucunda bekleyen ölüm
Toprak bağrını açmış kavuşmak şimdi andır
Göklerden gelen bir buyruğa vurulmuş gönlüm
Başımın üstünde yer edinmiş bir handır
Çığlıktır kalbimin derinliğinde kopan zulüm
Zemheride kaybolurdum, gecelerin kuytu köşelerinde
Zamana yenik düşerdim yorulurdum, üşürdüm
Hissederdim anlardım gittiğini kimsesiz kaldığımı...
Unutmak mı dersin berfinim
unutmak mi seni, anıları...
Oysa uzun soluksuz bir nefesin ışığında
göğe uçmak isterdi kanatlarım
Yorulmadan,uslanmadan sevmek,sarmak isterdi yüreğim
yağmur damlası gibi toprağa nefes olmak , hayat olmak isterdi gülüşlerim
bitmez tükenmez sevgi dolu bakışlarla
güneş açmak isterdi düşlerim.
Ey gece ey her şeyi örten ey sen
Ey yalnızlığa mahkum edilen
Ey Ay ışığına hasret bırakılan
Terk-i diyar ettim seni...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!