Ey içim yine yollardasın
Yine hüzün akıyor otobüs camlarından
Uzun uzun dalıyorsun dağların ufuk çizgisine
Uzanmak istiyorsun en uç noktaya
Bir film şeridi gibi geçiyor zaman zaman üstüne
Ey içim nereye kadar bu yolculuk
Sarsam kucak dolusu özlemlerle
Teselli olur musun gecelerime
Bekler misin benimle sabahlara kadar
Ben her gece sen diye sayıklarken
Ve özlem bir dağ yükü omuzlarımda sallanırken
Düşüncelerimin gecesindeyim yürüyorum kedersiz
Uzandım yılların türkü kokan sabahına
Bulutsuz anıların kavurucu sıcağında,
Sen kokardı bahar
Bilmem hangi söylemler çatlamış dudağıma teselli olur
Sahi kaç mevsim bekledim bilmiyorum
zaman geçiyor ben kalıyorum
Ama sanki hep ayni mevsimdeymişim gibi saçlarının çiçek açtığı ve gülüşlerine kelebeklerin konduğu mevsimde...
Ama neden bu kadar üşüdüğümü anlayamıyorum
Sanırım alışıyorum...
Gecelere, acılara bekleyişlere, gözyaşlarına
Derdim çoğaldıkça soyut arkadaşlarda çoğaldı
Sadece anlatıyorum bir karşılık beklemeden
Bazen parça parça oluyor yüreğim
Her adın geçtiğinde biraz daha karanlığa gömülüyorum
Yitip giden zamanın ufkunda kaybolmuştum
O efsunlu bakışlarin gölgesinde buldum kendimi
Yeni bir umudun kapısını aralayan biraz heyacan biraz sevinç dolu çocuksu gülüşlerle
Oysa alışmıştım yalnızlığın karanlık duvarlarına
Acılarla dolu başlangıçlara ve ağaran saçlara
Yürür ince ince kırlar boyu uzanırım sessizce
Güneş açar gözlerim ve dolar içime gizlice
Uçuşur kelebekler uçuşur yüreğim sevinince
Sana gelen yolları bir bir bitirince
Karabulutlar çöküyordu üstüme
yağmur oluyordu, yalnızlık oluyordu, özlem oluyordu.
İnce ince yağıyordu sineme, can yakarcasına...
Kokusu siniyordu tenime
Bazen bir cümlede kalıyor insan
Bazen sıkışıp kalıyor sessizce
İnanmak kabullenmek hiçbir şey olmamış gibi
davranmak istiyor
Ama o cümlede kalıyor işte
Bayat duvarlardan sızan neşeli gülüşler
Ve anlamını yitirmiş çırpınışlar...
Sabahın ilk ışığında gözlerde birikmiş sisler
Pencere kenarında hüzünler ve geceden kalma serzenişler...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!