ŞÜKRÜ UYAR, 1977 Adıyaman doğumlu. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladıktan sonra ailesiyle birlikte Malatya’ya yerleşti. 2000 yılında Atatürk Üniversitesi, Erzincan Eğitim Fakültesi'nden mezun oldu. Aynı yıl Düzce iline öğretmen olarak atandı. Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde 2007 yılında yüksek lisans eğitimini tamamladı.
Şiir yazma merakı ortaokul yıllarında başlayıp şiirleri çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlandı. Şiirlerinden bazıları Tay Dergisi Yayınlarınca 8. Uluslar arası Altın Safran Belgesel Film ...
Yürürsün hayatın uçuruma giden yollarında, yapayalnız, kimsesiz olarak.
Dönersin dünyanın göbeğinin kesildiği yerde,
Asılırsın birer birer hayatı ölüme götüren darağacında.
Özlemini duyarsın yüreğinde, gece ile gündüzün öpüştüğü anda doğan o sabahın seherine.
Tutuşur yüreğin,
Kan kırmızı güllerle beraber
Soğuk kış gecelerinde
Avuçlarımızda yaktığımız aşklarımız vardı bizim
Aydınlığında suretini görürdük vefasızlıkların
Yitik düşler gibiydik hayatımızda
Sokaklarında gezerdik ömrümüzün kasvetli gecelerde
Sarhoş dalgalar vururdu kıyılarımıza, tükenirdik
Hiçbir merhem kâr etmiyor sinemdeki bu yaraya
Her gün dalgalarım vurur beni adsız kıyılara
Yorgun bir düşten çıkmış gibi her sabah
Dudağımda aşkın acı izi, uyanırım sabaha
Açılan şu sinemdeki umarsız yaraya
Ve şimdi ben yalnızım
Bir taş gibi ağırlığınca
Kararmışçasına
Yanmışçasına
Dövülmüşçesine
Ve terkedilmişçesine
Sen, çok uzaktaydın yağmurlar yağarken
Vatansız bulutlar göçebe kuşlara yoldaşken
Sen, çok uzaktın bu diyarlardan
Güller, yeşiller içinde kanarken
Bülbüller, güller içinde yastayken
Umarsız bir yaraydı coğrafyamızda beliren
Ve aşklarımızdan kalan
Yitik benliklerimizde büyüttük umutlarımızı gizlice
Kan revan bir şehre kurulduk tüm yalnızlığımızla
Gözü kapalı daldık geleceğin kapısından içeri
Onurlu ve gururlu…
Dostum!
Biz ki, o acı esen rüzgârlarla boğuştuk,
Kükreyen sularla çağladık,
Titreyen yapraklara tutunduk,
Ve yaşamaya vurgunduk,
Olanca arzumuzla yaşamı kucakladık,
Aynı yöne giderdi bütün yollar
Kaybolan yarınlarımızdı aradığımız
Gece mavisi düşlerdi gördüklerimiz
Sabahsız bir geceydi yaşadıklarımız
Nereye dokunsan kandı ellerimize bulaşan
Hangi yana baksan
Kayıptı düşlerimiz
Belki esirdi geceye
Belki de boylu boyunca yatıyordu bir uçurumun dibinde
Tutsaktı bizi biz eden yanımız
Ağırlığınca hayallerimizi yitirdik
Diz çökmüş şafak vakti
Kaybetmiştik aslında
Öteki Tanrının çocuklarıydık biz
Onurlu ve gururluyduk
Gökyüzü yıkılırken yeryüzüne
Ateş kokan demirler düşüyordu yüreğimize
Kan kusuyordu ellerimiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!