sebepsiz
Ürkek ve telaşlı
içinin içine sığmayan
yeşeren fide gibiydi
çatırdayıp öz veren
Bilemedim; hayal ya da bilinmez düştü
Zamansız zamanda gönlüm sevdaya düştü
Kasemsiz olmalı aşkın vaadi,
Yemine gerek yok özü yetmeli.
Sabahın seherinde
Uzun mesafelerden genzime yürüdü kokun
Kanat çırpan telaşlı kuşlar gibi
İskeleden kucakladım hayatı
En tepesinden, terasına
Mükellef süslü bir moda kahvaltısında
Bed Bir Bahtla Boğuşuyor Bak
Bedbahttır Bugün Belalı Başım
Bitkin Bedenim Belden Bükümlü
Bükülü Belime Batmanlar Bağlamışım
Başımın Başköşesine Bergüzar Belleyip
Bir Bahtsızın Bahtına Bağlanmışım!
Aşk hezeyanında gizlenen
Gizli bir haz uktesiyken
Sen nerden bileceksin
Duygularının içime akmak için dizelerimde gezindiğini
Sen; karayelde savrulan bir kara sevdalı
Bense; kararan bahtımın yıkılan hayali!
Sen; mahremsiz vakitte duyguların iğfali
Bense; işlenen cürümün taşınmaz vebali!
Büyükler “Dışının görünüşü içinin aynası” derlerdi
İçimiz dışımıza inat
Ne özümüz öz, ne sözümüz söz’dür artık
Fersiz dizlerine bir katre takat,
Olsaydım huzura banardım anne.
Felekten yediğin tomarla tokat,
Her gece yüzümde patlar be anne. ..
Hangisini saysam, yetmez ki lisan
Devlet içinde olurmuymuş devlet?
Cennet vatana yakışmaz ihanet.
Eğer ki bunda ararsan keramet,
Gökten hep kemik yağsa ne değişir?
Irkçı, faşistce ilkel duygularla,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!