Kaybetme korkusu tükendi içimde
Yaptım tercihimi ben ilk seçimde
Yolcuyuz artık saadet göçünde
Karıştık bizde mutluluk kervanına.
İçeceğiz kanmadan kana kana
Bir şeyler akıyor meçhule sessiz sessiz
Ne mevsimler değişti
Balçık gölgesinde güneşsiz...
Dokunmayın bugün bana
İçten içe yanar içim
Yolun sonu yakın bana
Çok geç kaldın,
Kader canım aldı benim
Bazı tuzu kuru kesimlerin vücut estetikleri bozulmasın (mahremi estetik) diye özellikle sezeryan ile çocuk doğurduklarını arada duyarız. O zaman kafamda şöyle bir şey belirir; ‘Sancı çekmeden doğuran anne ile büyük bir meşakkatle bebeğini dünyaya getiren annenin çocuğuna bakışlarının farklı olacağı’ kanaati hasıl olur.
İlki bırakılan miras gibidir, har vurup harman savursan da koymaz.
İkincisi el emeği, göz nuruyla kazanılan kazanç gibidir, her dirheminin kıymeti büyüktür.
En büyük sermayemiz, kazancımız olan evlatlarımızı doğurup, dünyaya atmakla anne baba olunamayacağını bilmemiz gerek.
Çocuklarımıza vereceğimiz şeyler onun körpe belleğine işlediğimiz değerler ölçüsünde olacaktır.
Sözde uygar toplumun getirdiği bir sürü gerekli görülen gereksizleri bahane gösterip
Sevdan ki içimde sökülü yama
yüreğim dikişsiz dikilir Ey Can!
Bir nefes ensemde duyulur ama
İçerimden bin sen sökülür Ey Can! ...
sahranın özlenen vahasında düşüyorum aklına
say ki,
çatlayan dudaklarıma kadar kurumuş kuraklığım var
Yalpalı bedenim, hücreler yenik
Devirler devirdim, gençliğim yitik
Aç gönlüme ettim, sevgini katık
Doyurdum gönlümü bakışın ile...
Elinle verdiğin, aydınlatır önün
Evladın verdiği, arkanda yanan mum
Bilebilsen eğer, sana bugündür gün
Yarına kefil yok, yine senetsizsin.
Üç kuruşluk sevabı edersin deve
Bilmem anlatayım Dünyanın nesini,
Gönlümce giydirmedi gönül fesini,
Tüketirken ömürden son nefesimi,
Doyurmadınki derim,doymadan gittim.
büyüklerden masallar dinlerdim
çocukluğumda, can kulağıyla
dedemin gözlerinde kaybolarak
her cümlesini yaşardım, an be an
kurardım kafamda kendimden geçerek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!