Evleri yalınayakta
Şükran ismin her bir dudakta
Karpuzlu ya gidiyor
Şükran ağlamakta, feryatta
Ağlama şükran hanım ağlama senin gözlerin dolu
Bu aşk ikimize ahretin yolu
Havuzlu da bekledim
Şükran sigaramı ekledim
Ben şükran dan başkasını anam
İnan kimseleri sevmedim
Ağlama şükran hanım ağlama benim içlerim dolu
Bu aşk ikimize ahretin yolu..
Yalınayak ta bir kırık taksi
Düşman oldu şükran bana
Yalın ayağın hepsi
Nazar iner inşallah
düşer elindeki testi..
Ağlama şükran hanım ağlama senin gözlerin dolu
Bu aşk ikimize ahretin yolu
Ağlama şükran hanım ağlama benim içlerim dolu
Bu aşk ikimize ahretin yolu
Kesikbaş kavağının altında duruldu
Kavaklar altında genç bir fidan vuruldu
Olurmu ağalar beyler böyle olur mu
Kırk yıllık mezara ondördünde fidan konur mu
Ağlama anam ağlama benim içlerim dolu
Bu aşk bize ahretin yolu
Ağlama şükran hanım ağlama senin gözlerin dolu
Bu aşk ikimize de ahretin yolu….
*Öykü 1948 yılında İzmirin Tire ilçesinde geçiyor,”Yalınayak ve havuzlu” bu ilçeye ait semtler,”Karpuzlu” da bu ilçeye bağlı bir köy..
Yukarıda sozü geçen “Testi “ evlenen kızların evlerine bolluk ve bereket getireceği inanılarak eline verilmekte,evde saklanmaktadır..eve gelmeden testinin kırılması uğursuzluk getireceği anlayışına dayanan bir ege adetinin bir parçasıdır..
Kavgacı,hırçın aynı zamanda da yoksul olan bir genç o yıllarda Şükran hanıma aşık olur, ancak ailesi genc kızı delikanlı yerine kızdan 40 yaş büyük olan karpuzlu eşrafından zengin bir köylüye verirler.Kızında gonlü genç delikanlıdadır.
Delikanlı bu evliliğe mani olmak için kızın ailesine baskın çeker,kızın babasını,annesini ve kız kardeşini ağır yaralar ve hapse düşer..
Aile inatçıdır..kızlarını bu genç adama vermeyeceklerdir..alel acele düğün hazırlıkları yapılır..
Adetlere uygun düğün alayının gideceği gün delikanlı hapishaneden izin alır bir günlüğüne şartlı tahliye olur.Düğün alayının geçeceği havuzluda beklemeye başlar ve gelin gelirken nihavent makamında yukarıdaki şarkıyı söyler….
Ben bu şarkıyı şu an 72 yaşında olan Şükran Hanımın öyküsünden yeniden derledim..
Öykünün devamını merak eden olursa ve bana yazarsanız seve seve sizede anlatırım..
buradan sonra inanılmaz bir öykü başlıyor.Zira anadolu bir hazine..
12.01.2005 /İzmir
Mücahit GülbaşKayıt Tarihi : 12.1.2006 16:54:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mücahit Gülbaş](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/01/12/sukran-hanim-nihavent.jpg)
TÜM YORUMLAR (2)