Aşkın yükü sandığından çok ağır
Çok küçüksün sevgilim çekemezsin
İşine gelmezse oluver sağır
Başına ne gelecek bilemezsin
Hele yaşın on sekizi doldursun
Yalnızlığımı paylaştım yıldızlarla
Bu gece de sabaha kadar ağladım
Mehtapta parlayan gözyaşlarım
Anılarla beraber akıp gitti
Sayfa sayfa yaprak yaprak
Kaderim kötü oyun oynadı
Yıllar sonra karşıma ne yüzle çıkıyorsun
Ben unuttum herşeyi dünde kaldı mazimiz
Sen bana bugün gelmiş bir çocuk soruyorsun
Bırakıp giden sendin zerre kadar habersiz
Mahşerde paylaşırız artık kozlarımızı
Gidişinle dönüşün bir olmalıydı
Araya ayrılığı sokmamalıydık
Özün de sözün de bir olmalıydı
Rüyaları gerçek sanmamalıydık
Ellerin tutarsa bir gün elimden
Zümrüt yeşili dağlarını yaktılar
Yaylalarda ovalarda çorak topraklar
Eski mahsullerden eser mi kaldı
Hiç acımadılar neden yaktılar
Menderes bulanıktır hep bulanık akar
Kollarını sıvamış
Geliyor İmamoğlu
Yollarını dört gözle
Bekliyor İstanbullu
Ey Muhammed Mustafa müjde sana
Bir ömür tükendi geldim galyana
Ey Muhammed Mustafa affet beni
Vurgunum o derin vuslatına
Merhaba Muhammedim güller açıyor
Selamün Aleyküm ey yüce rabbim
Günahkarım beni affet ne olur
İşlediğim günahları bağışla
Ben hazırım al canımı ne olur
Selamün Aleykümle çıktım huzura
Seni sevdiğimi anlatmak için
Birkaç satır karaladım her gece
Sözümden dilimden bir sen anlardın
Hayatımız çözülmez bir bilmece
Adın duaydı benim dudaklarımda
Aşk dolu sevgi dolu yarınlar
Kaderim hep beklemek olsa da
İçim kıpır kıpır sevginle dolu
Uzaklardan bile arzulansa da
Bilmek ne güzel şey sevildiğini
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!