Hava soğuk mu soğuk,
Bir ses geliyor çığlık, çığlık!
Kulak kabarttı arkada,
Yürüdü sesin geldiği yere.
Terkedilmiş kaderine
Minicik bir yavrucuk…
Gül ne anlatır dinle,
Kokar o güzel tende,
Kiymet bilmezin elinde,
Parça parça yerlerde...
DERTLİ KAVAL
Kurt mu indi anam bu bağlara?
Yazık oldu canlarıma!
Söyle bana dertli kavalım,
Nerde benim anam babam kardeşim
'Elif'ten 'lâm 'a,
'Lâm'dan da 'lâm' a
Geçtim, 'ha 'da durdum.
Aşkın ile bir ah çektim,
Lâfzına hayrân oldum.
Diller söylemese de gözler anlatır.
Sevgi eker yüreklere,
Nefreti haykırır,
Hüzünle nemlenir,
Hasretle dalar uzaklara…
Dostluğa gülümser,
Kristal buz sarkaçları, buzdan tepeler...
Ağlıyor zirvesinde hayal şehirler.
Üşüyorum üşüyorlar hey hat!
Faydası yok fersiz güneşin
Soğuğa inat açmış kar çiçekleri
Karın yakası renga renk
Eski konak köşe başında;
Gül bahçe sokak yazar taşında!
Işıl,ışıl gözlerle bakar,
Her geçene el sallar.
Gülümser her gölgeye,
Uğurlar gidenleri;
Gönül sarayında misafirleri ağırlamak. Bir tas çorba güler yüz
Gördüğün şu hali düşün
Niceleri gördük,
Kükrerken ortada!
Sonunda,zincire vurulmuştu
Musalla taşında.
Varmı gören dumanlı dağı?
Kül renkli ufukta,
Sis sarıp sarmalamış gövdesini.
Karlı yamaçlarda,
Dinle gizemli iniltisini.
Yırtıcı bir kuş terkisinde avı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!