Köyümüzde kışlar sert, yazlar kurak geçer, ektiğimiz ekinler kururdu. Köyümüzün sakinleri genelde fakir, çok çocuklu ailelerdi. Dedemin on çocuğu, bir de onların çocukları otuz kişilik bir aile, bu kalabalık aileyi dedem yönetir hiç kimse dedeme saygısızlık edemezdi. Dedemin kerpiçten yapılmış evinin yanına iki oda da bize ilave edilmişti.
Kazan büyük evde kaynar orada yer içerdik. Babam öküzler önünde, kara saban elinde kan ter içinde sabahtan akşama kadar çift sürer, ekin eker, ekinler ekilirken yağmurlu olan hava birden ısınır, ekinler yağmur yağmazsa kurur, istendiği kadar verimli olmazdı. Bu duruma herkes üzülür kimsenin elinden bir şey gelmez sık, sık biz çocukları da yanlarına alırlar yağmur duasına çıkardık. Yine de bir damla yağmur düşmez emekler heba olur giderdi.
Dedem zaman, zaman elini yüzüne koyar, düşünceye dalar kalabalık ailesini düşünür sonra da toprak iyi toprak, ama şu kurak olmazsa diye serzenişte bulunur ahlayıp puflanıp dururdu. Oysa Fırat Nehri köyümüze iki saat mesafeden kükreyerek akar her zaman kıyıları yemyeşil olurdu. Köyün kadınları çok zaman çamaşırları merkeplere yüklerler, nehrin kıyısında ateş yakar, yıkarlardı. Annem de çamaşır yıkamaya giderken beni de yanına arkadaş yapardı. Fırat’ın kıyısına her gidişimde sulara bakar düşünür, akan suların önüne setler kurar, bir şekilde bizim köye kadar getirir çeşmelerden gürül gürül akışını hayal ederdim. O zaman ne ekinler kurur, ne de annem buraya kadar çamaşır yıkamaya gelirdi…
O senemiz milat gibi geldi. Sık, sık yağan yağmur renklerle donattı her yeri. Başaklar doldu, ılgıt ılgıt esen rüzgârla dalgasız deniz gibi sallanıp duruyorlardı. Dedem çok seviniyor, bu sene hasat yetecek galiba diyordu. Hakikaten de öyle oldu. Öyle bereketli bir yıldı ki meyve ağaçlarımız ta yerlere kadar eğiliyorlardı.
Hasat zamanı geldiğinde, ekin tarlaları bayram yerini andırıyor, halaylar çekiliyor, davul zurna sesleri dağlarda yankılanıyordu. Ekinler biçilirken, harmanlarda bir çift öküzle koşulu düvenler dönüyor, dönüyordu.
Ambarımız ağzına kadar dolmuştu. Buğdaylarımız, samanlarımız o kadar çoktu ki, dedemin keyfine diyecek yoktu. Böyle olmasına rağmen bir tek saman çöpünün bile ziyan olmasına razı olmuyordu. Zaman zaman hepimizi bir arada bulduğunda bize hep bu hikayeyi anlatıyordu:’’Yavrularım, hikâyeler ve ata sözleri söylenmiş ve yazılmışlardır. Bizlerin onlardan ders almamız için hikayesini anlatıyorum:
Çoban
Çoban bak başına ne belâ gezindi;
Gafil avlandın, kuzuya kurt indi,
Eyvah! demek nafile şimdi...
.
Ver elini emine,
Yelkeni aç engine!
Uçur bahar yeline.
Uçur bahar yeline
Dokun gönül derdine,
Ekmeği tuza bandırmak
Çok duymuştum: Sabırlı insan ekmeği tuza bandırır yer, acılarını dertlerini kimseyle paylaşmaz… Bu gerçekte bir deyimdi.
Arkadaşımı tanıyalı çok zaman olmuştu, gösterişten uzak son derece, alçak gönüllü tavrı insana güven verirdi. Çok güçlü sezgileri vardı. Öfkesi kadar şev katıda güçlüydü.
Ruhunun derinlilerinde büyük fırtınalar kopmasına rağmen, dış görünüşü gayet sakindi. Kitaplar arasında gezinirken evreni dolaşır, ufolarla arkadaşlık kurar, şarkılar söyler bülbülleri kıskandırırdı!
Dünyaya küsmüştü: Amma dünyanın haberi bile yoktu. O yine gülerek dönüyordu.
Gök mavi deniz mavi,
Seyir halinde boğaz,
Nefes alıyor her canlı.
Bir anda,
Esiyor sevgi rüzgarı.
Dur dinle!
Nihayet razı oldun aldın eline.
Ne oldu o güçlü dizine?
Yere basarak değil uçarak yürürdün.
Gururla bakar öğünürdün.
Başını çevirirdin bana bakıp
Dalmıştın dünyanın akışına,
Dalı küstü kökü ona seslendi…
Darılmanın zamanımı sevgili?
Kökün olmasa sen bir hiçsin dedi.
Ben kalbinim, hemen kurur damarın.
Ne yaprak verirdin, ne de tomurcuk,
Ne kadar bekledim bir demet gül getirmeni
Kaç gül mevsimi geçti ömrümüzden sevgili
Vefasız gönül bahçeme sen ektin dikeni
Sen gönderdin yıldızsız karanlık geceleri
Ağyar oldun da kulak vermedin feryadıma
Toprağın koynundan çıkan küçük bir fidandım.
Toprak anamdı,köklerimi devamlı emziriyor,.
Beni besliyor büyütüyordu…
Ben ise dolu dizgin gelişiyordum!
Günden güne mavi ufuklara yükseliyordum.
Her gün toprak anam bana ninniler söylüyordu:
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!