Bir su damlası idim Düştüm toprağa. Köklerinden emilip ağaçların Kılcal damarlarından geçtim. Bir çiğ tanesi olup düştüm yapraklarına Çiçeklerin. Coşkun ırmaklara karıştım. Uzun nehirlerden aktım. Gürültülü çağlayanlardan Derin ve sessiz denizlere geldim. Uzaklaştım kalabalıktan, Sükûneti damıtan gönüllere yoldaş oldum. Yine de habersizdim halimden. Güneşin davetine uyup da Nabzıma işleyen bir ateşle Buhar olup yükselince göğe Her şeyi gördüm. Rüzgârlarla gezdim üstünden Bir ömür süren yolun. Gördüm içinde bir damla olduğum o büyük nehri. Düştüğüm çağlayanları Geçtiğim vadileri Beklediğim, boğulduğum gölleri. Yükseldikçe ürperdim. Üşüdüm Büzüldüm. Sağanak yağmurlarla yağdım yeryüzüne Yeniden. Yeniden toprağa karıştım. Yeniden damarlarına yürüdüm yaşamın. Ruhum kurtulana dek esaretinden dünyanın Sürecek yolculuk biliyorum. Hafız olandan Ve kerim olandan Güneşin Ebedi dostluğunu diliyorum. Avcılar 1991
Mehmet Hanifi YılmazKayıt Tarihi : 18.1.2012 19:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!