Söz, asıl anlamını anlatamadı. Yitirdi, içindeki tüm anlamları. Mimikleri kalmadı her şeyden önce.
“Mavisini yitirmiş yaşamak” kadar anlamsız şimdi söz.
Bilgece sözler çekildi hayatımızdan, hayattan bu hazin kopuşla birlikte, veda kaldı söze artık…
Söz yokken, ses yükseliyor insanlardan;
Vakitler, saatlerle anlaşılıyor, Yıldızlara bakıp geceyi selamlamak da yok. Beyaz bulutların gerisinde duran mavi, berrak bir gök gibi, saf sözler yok artık.
Aşk da yok, söz olmayınca. Sonsuzluğu arzulamak ama imkansız olduğunu bilmek; bilmek ama yine de sevmek. Yok dostum! Söz olmayınca, aşkı da harcarlar.
Her şey, söz harcanınca karalanıyor sanki. 'Her yanımızı bin türlü merakla dalayan' aşk bile kurban ediliyor söz olmayınca.
Söz, gücünü yitirince anlamını yitiriyor yaşamak. Yaşamak bir sanrıya dönüşüyor söz olmayınca…
Yaşamak bir sanrıya dönüşünce de nefretin, öcün ve hatta acının bile bir anlamı kalmıyor.
Söz, mahremiyetleri bile ortadan kaldırıyor yokluğunda, acımayı, şefkati de… Gizilliğin, sırrın, sırdaşlığı esamesi okunmuyor, söz yokken…
Söz yokken başı karlı, dumanlı dağların tepesinde duran Güneş, hiçbir şey anlatamıyor bize ve biz anlasak da hiçbir şey anlatamıyoruz sevdiğimize… Sözsüz bir dünyanın acıları bile mutluluğu hatırlatmıyor. karanfil kokulu sigaranın tadını bile alamıyor insan.
Yüreğe işleyecek sözlerden mahrumuz şimdi, taşlaşmış kalplerimiz kadar soğuk şimdi sözlerimiz. Belki sözü söyleyecek cesaretimiz, sözleri sığdıracak yüreğimiz olmadığından, Söz tükendi ve sözle birlikte tüm güzellikler de.
Mekanik kablolarda “alo” kadar bayağı şimdi söz.
Söze karşı söylenecek sözümüz de kalmadı en sonunda.
“Dilce susup bedenle konuşulan bir çağda Ezan sesi bile acı veriyor insanlara Oysa, susmak zehirlidir.
Ve rahatlık getirir yazıklanmak da…”(İ.Ö.)
Kayıt Tarihi : 25.6.2006 12:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)