Şafak kızıllığında kopup bu yorgun şehirden
Serin sularıyla ıslanıp, kimsecikler uyanmadan
Bozuk radyoda geceden kalma son şarkı çalınırken
Sıyrılıp nanosundan teknolojinin
Kirpiklerin gölgesinden süzülen bir damla gibi
Özgürce yürüyüp yorulabilmekti.
Tüm cebirsel işlemler çözemezdi
Dört yapraklı yoncanın efsununu
Çocukluktan kalma bir düştür her bahar
Bulutlar gibi gelip kaybolabilmek
Ateşe çıplak ayakla basmakla aynıdır
Taze ve acı yeşil bir soğanın tadı
Yaban çiçekleri dağlarda saklı militandır
Oysa ben, ruhumu köle pazarında
En arka sırada masum kız gibi saklamışım
Bir kapital yapışmış eteklerime
Yapışmış bileklerime prangalar
Kanatmışlar taa yüreğimi
Saymakta zorlansa da efendiler düşlerinde
Paranın anasının...
Kağıttan ibaret hayat sizin olsun,
Ben ağaç olayım, yada bir damla göz yaşı
Masum bir kız çocuğunun
Masum göz yaşı gibi süzülen
Güneşin asla uzanamayacağı
Bir gölge rahatlığında
Unuttuğum şarkıları mırıldanabilmektir.
Hadi sende uyu sevgili, sen de uyu
Sevgili
Utanmakta varmış hayattta
Kayıt Tarihi : 23.10.2017 13:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
hikaye gerekmez
çoluk çocuğun içtiği paşa çayına
mesela bizim oralarda
imamın abdest suyu derler,
bunları niçin düşünüp, söylediğime gelince
şiiriniz tam kıvamındaydı
henüz acılaşmamış çay tadında
tebrikler
TÜM YORUMLAR (1)