Söyle be Usta...
Dışına suskun olanın,
içinde fırtına kopar be usta,
Kimse bilmez o sessizliğin kaç yara taşıdığını,
kimse duymaz, örsün üstünde çatlayan kalbin sesini...
Bir çekiç gibi iner hayat,
her darbede biraz daha ufalır insan,
biraz daha dağılır umut,
biraz daha kararır gözdeki ışık…
Şimdi bak yüzüme, söyle bana;
çekişle örs arasında yürek ezilir mi usta?
Demir bile ateşle yoğrulurken yumuşar,
ama kalp — kalp taş olur bazen…
Sevebilir mi bir daha,
inanabilir mi yeniden bir insan evladına?
Söyle be usta…
Sevda ne yana düşer, yürek ne yana?
Bir yanım yanık, bir yanım buz,
bir elim geçmişte, bir elim boşta…
Ateşi gördüm, köz oldum,
soğuğu gördüm, taş oldum.
Artık ne ısınabiliyorum, ne de donuyorum…
Sen yıllarını vermişsin örse,
ben gönlümü vermişim sevdaya…
Senin demirin eğrilir ısıda,
benim kaderim eğrilmiş zamansızlıkta.
Ne farkımız var be usta?
İkimiz de bir şeyleri düzeltmeye çalışırken
bir yerlerimiz yamulmuş aslında…
Elin nasır tutmuş,
benim kalbim kabuk bağlamış…
Sen demiri döverken ağzından çıkan her nefes,
benim içimde yankılanıyor sanki.
Bir aşkı dövmeye kalksan örs bile dayanmaz,
çünkü aşk dediğin —
demirden değil, insandan yanar usta…
Söyle bana,
hangi ateş yakar en çok?
Ocağın alevi mi,
yoksa insanın içinde gizlenen pişmanlık mı?
Hangisi daha ağır gelir omza,
çekiç mi, yoksa hatıra mı?
Bazen düşünüyorum,
belki de yürek dediğin şey
hiç soğumayan bir demirdir…
Her sevdayla yeniden kızarır,
her vedayla yeniden donar…
Ve biz —
ne kadar dövülürsek dövülelim,
asla eski hâlimize dönemeyiz usta.
Söyle be usta,
sevda ne yana düşer,
yürek ne yana?..
@dsız..
16 Ekim Perşembe
06!30
Kayıt Tarihi : 16.10.2025 10:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!