bütün ağırlığıyla biterken gün
pencereler sonuna kadar kapalı
akşam dağ kalıntıları kokuyor
illetli bir ölüm çöküyor sokağa
ıtır kokulu geceliğindeki sadelikten
bir kış yarattı buğulu kış akşamında
ellerimin hiçbir boşluğa tutunamaması
küllenen bir albümden çıka gelen sen
yabancı kentlerde düşlediğim siluetin
yakışmıyor hiçbir kavşaksız mekana
bulvar kıraathanelerinde geçen lisem
ilk göz ağrım son sorusuzluğum ten
anıların geniz yakıcılığıyla bitti
sinema dönüşleri yorgunluğu geleceğin
anlaşılmaz ıslak rüzgarlara sevdalı
sobanın homurtusunda ölürken gençliğim
yakıcı mevsimlerden kaçıp geldik
bilekleri kırık serçeler için
kaldı ki sararmış bir çocuk yüzüne niçin
sürgit dolaşmayalım köşe bucak evreni
pembe çiçek kaygısı çekiyor pazar
temiz çamaşırlarla çıkılan parklarda
aşk sadece insanda değil zamanda ve mekanda
aşk varlıkta ve yoklukta yoku yok edememekte
Kayıt Tarihi : 6.10.2011 00:51:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kağan İşçen](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/10/06/sorusuz-ten.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)