HALACIĞIM 'TOPE'
tarih neydi 
hatırlamıyorum
baba evinde son zamanlarım 
evin büyük oğluyum 
ilk saatları gecenin
hoyratça bir zil çaldı
sonra 
aralıklarla vuruldu
biriket koridorun sonundaki kapı
zaman şiddet doluydu 
zaman ölüm kokardı
tedirgin deldim karanlığı
soramadım kim
küçük delikten baktım
eli sigaralı biri
yanında bir kadın
tedbirkardım
gölgeler donuk
gölgeler içeri girmenin telaşında 
loş ışıkta tanıyamadım önce
sonra alıştı gözlerim
babamın küçüğü amcam ilk gördüğüm
seslenince birden
ardı sıra örtülü 
tanımadık bir kadın
başında neçekli
yüzü açık
birlikte yürüdük
avluyu geçtik
korkuludur babacığazım
sessizlikten
teröristten
polisten
postal sesinden
irileşti yeşile çalar mavi gözleri
ardım sıra gelenleri
tanıyamadan önce 
dikildi uzunca boyuyla
ve eğildi karanlığa
sesi çatallandı
'hoş geldiniz' dedi
keyifsiz gülümsedi
eğildi
öptü gelen kadının elini
kapı ağzında sarıldılar sessizliklerine
ve yine sessiz sedasız girdik içeriye
yirmiyedi yaşım
bu ilk görüşüm
karanlıklardan var olanımı
sıcacık düşümü
ailenin büyük kızı Tope halamı
sevmiş yüreğince
onanmamış olmayasıca
kaçıvermiş kısacık ömrün kerevetinde 
yaşanmış bir zaman kopkun kısmetlerden
geçmiş yok yoksul 
yok mu ozaman yok mu
günün erken birinde 
adamı göçmüş gitmiş
varmış birine daha
ne yapsın bir kaç çocukla
bir yığın dere
bir yığın dağ ve tepe
köyünden nice uzak bir yerde
yazgısına 
yıllarca boyun eğmiş
karışmış bir dahi çoluğa çocuğa
zaman durmamış
durur mu hiç
bir o kadar da toruna
delip karanlıkları
loşluktan ışığıma 
yerleşip kuran tahtını 
sahipsizi onlarca yılın
bu bahtsız kadını
arada bir duyardık masal gibi
garipserdik adını
topalak küçücük bir kız
çalı çırpı kümelerinde
şimdi çökmüş
şimdi küçülmüş şu kadını
'Tope' halamı
o görüşüm oldu biricik 
bir akşamlık
bir yemeklik
ve
bir çaylık
hepsi
hepsi bu kadarlık
eridi yüreğim
incindim
konuşurken o 
hayaller kurdum
ayırmadım zerrece gözümü
oracıkta
o anda
yeni bulunmuş 
o nu
halam Tope'yi özümsemek uğruna
yıllar yıllar neçe sonra
o geceyi andım 
her gelişinde aklıma
geçip gitmiş zaman
farkında bile olmadan
bir onaltı yıl daha yaşamımdan
ırakça bir yerde 
ırak bir şehirde
yine bir gecenin  karanlığından
seslendi bu yana hanım 
girince kapıdan
'bir halan varmış
haber geldi ceyhan'dan'
ölmüş'
hay mişli geçmişine yandığım
bu benim
'tope'halacığım
bir gecelik
bir yemeklik
ve
bir çaylık
hepiciği o kadarlık
o kadar anlık 
halacığım
dumansı da olsan
kül olup ta savrulsan
ne olurdu 
bir kerecik hissedebilsen beni
bir kerecik sarılsam
hissetsem seni
bir ay olmuş ha 
göçüp gideli dünyadan
ettiğimin geleneklerine baş kaldırıp
ve
karışıp yoklara
yitilip yok olmanın ardından
Mehmet Necip Özmen / 2/10/2007
Mehmet Necip ÖzmenKayıt Tarihi : 4.3.2007 17:35:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!