buz kesmeye meyilli
müzmin mesafeler biriktiriyorum..
ellerim uzaklara yetmiyor,
biliyorum,
ve avuç içlerimin sıcaklığına sığınan
birkaç telaşlı,
biraz ürkek, çıkarsız yürekle
yetinmeyi de...
kaygılı çıkmazlar var,
ne vakit köşeyi dönsem,
gökten dökülen damlaları bildiğim gibi.
doğanın gözyaşlarınaydı oysa yolculuk;
sen sığınaklar ararken..
evhamlar yüklenirdin sığındığın saçaklardan,
ilhamlar yağıyordu urgan niyetine
başım gözüm üstüne.
büyülü şehrin mavi saatleri
yıkanırken sedef sarısıyla,
sokağı noktalandıran
kırmızı ışıkta duruyordu şehir..
peşin hükümlü kaygılar
veresiye kavgalara satılırdı
bu kentte.
can sayılmazdı, kan pazarında
yürek satarlar han kapısında.
yürek sızıları sevdadan sayılmaz,
/ki vakit yoktu zira,
kaos büyütürdü an be an/
aşk her mevsim yaprak dökerdi
bu kentte.
gömülüdür gömütler hep içte,
hep sessiz harflerle çakılıdır taa içe.
delik deşik caddeler gibi,
daha ne kadar kazılıp açılır ki içimize;
soylu mezarlar,
......soysuz insan elleriyle?
daha ne kadar derine?
kaç ruhu hazmeder midemiz?
kaç beden kusar ki ciğerimiz?
kaç köşe başında ayrılırsın insan?
kaça bölünebilir yaran?
akıl, vicdan, yürek muhareben,
kaldırımlar boyu yerleşik susmalar
........kaç asır sürer?
sorgusuz ifadeler de tanımadığım yüz'ler var;
uğradığım sokaklar da,
soluk sarı fotoğraflar...
kusa / dura yetişmem gereken
kısa bir ömür var....⚘
.....özlem/
ekim/yirmi iki
Kayıt Tarihi : 22.10.2024 23:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!